Güncel

Tekirdağ 2 No’lu F Tipi’nde tutsaklar 52 gündür açlık grevinde

Tekirdağ 2 Nolu F Tipi hapishanesi’nde yaşanan hak ihlalleri ve ağırlaşan tecrit koşullarına karşı 13 tutsak 52 gündür açlık grevinde. ÖHD’li avukat Eda Önal, ilgili kurumları göreve davet etti.

Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Kapalı Hapishanesi’nde 13 tutsak, can güvenliklerinin olmamasına karşı hak ihlallerinin son bulması talebiyle açlık grevi eyleminde. 19 Aralık 2021 tarihinde tutsak Vedat Çem Erkmen’in yalnız kaldığı koğuşta şüpheli şekilde yaşamını yitirmesinin ardından, 17 Ocak tarihinde 5 tutsak açlık grevi eylemi başlatmıştı. 13 tutsağın 11’i süresiz dönüşümsüz açlık grevindeyken 2 tutsak ise süreli açlık grevine girdi. Açlık grevi eylemi, 52’nci gününe girdi.

Tutsakların sağlık durumlarında ciddi sorunların baş gösterdiği, boğaz kanamalarının başladığı ve aşırı kilo kayıpları olduğu öğrenilirken, geçtiğimiz hafta bölge kentlerinden gelen tutsak yakınları hapishane önünde basın açıklaması gerçekleştirerek hapishane yönetiminin tutsakların taleplerini kabul etmesi, sorumluluklarını yerine getirmesi çağrısı yapmıştı.

‘Can güvenliği yok’

Geçtiğimiz hafta tutsaklar ile görüşerek bilgi alan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şube Üyesi Avukat Eda Önal, ağırlaşan tecrit koşullarına karşı başlatılan süresiz ve dönüşümsüz açlık grevine dikkat çekerek, “Mahpusların başta ‘yaşam hakkı’ olmak üzere ulusal ve uluslararası mevzuatlar ile güvence altına alınan hakları ihlal edilmektedir” dedi.

Aynı hapishane tutsak Vedat Çem Erkmen’in şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmesinden kısa bir süre sonra bir tutsağın daha intihara teşebbüs etmesine işaret eden Eda, “Vedat Erkmen’nin yaşamını yitirmesi ile eş güdümlü olarak Yasin Eneç isimli mahpusun gardiyanlar tarafından işkence görmesi, gardiyanlar tarafından mahpuslar üzerindeki fiziki ve psikolojik baskının artması işkence boyutuna varması ve bunlardan dolayı mahpusların can güvenliklerinden endişe ettiklerini bize aktardılar” şeklinde konuştu. Eda, “Bir müvekkilim ile yapmış olduğumuz görüşmede de müvekkilim ‘Sizinle görüşmeye geldiğimiz de dahi can güvenliğimizden endişe ediyoruz’ dedi” ifadeleri ile tutsakların bulundukları koşullara dair sözlerini aktardı.

Tutsakların talepleri

Müvekkillerinin hak ihlallerine karşı cezaevi idaresine yazılı ve sözlü olarak talepte bulunduklarını ancak taleplerine karşılık herhangi bir geri dönüşün olmadığını söyleyen Eda, bir muhatapsızlık yaşandığını belirtti. Eda, tutsakların taleplerini şöyle sıraladı: “Hapishanede uygulanan fiziki ve psikolojik baskının sona ermesi, işkence ve kötü muamelenin sona ermesi, işkence ve kötü muamelenin sona ermesi, hücre ve havalandırmalardaki tel kafes uygulamasına son verilmesi, çıplak arama dayatmasına son verilmesi, keyfi aramalara son verilmesi, isteğe bağlı oda değişimlerinin yapılması, istek dışı oda değişimlerinin yapılmaması, spor ve sosyal etkinlik gibi aktivitelere müvekkillerinin istekleri doğrultusunda katılım imkanının sağlanması, kitap, kargo, mektup, gazete, dergi gibi süreli ve süresiz yayın ve haberleşme araçlarının verilmesi, OHAL ile gelişen pandemi ile derinleşen hak ihlallerine son verilmesi, hapishanede yaşadıkları ihlallere karşı başvurabilecekleri bir muhatabın bulunmasıdır.”

İşkence edildi, soruşturma dahi açılmadı

Eda, müvekkillerinin bütün taleplerinin ulusal ve uluslararası mevzuatlar ile güvence altına alındığı haklar olduğunu vurgularken, “Devlet ve devletin ilgili birimlerinin bu hakların tamamını eşit ve ayrım olmaksızın yerine getirme sorumluluğu bulunmaktadır. Hapishanede yaşanan hak ihlallerinden Tekirdağ 2 Nolu F Tipi İdaresi Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü ve Adalet Bakanlığı sorumludur” dedi. Yasin Eneç isimli tutsağın iki defa infaz memurları tarafından öldüresiye darp edildiğine de dikkat çeken Eda, “Darp olayına ilişkin tarafımızca Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuştu. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından infaz koruma memurları alınan ifadelerinde Yasin Eneç’in kafasını duvarlara vurduğunu, oda arkadaşları ile kavga ettiğini kendilerinin Yasin Eneç’i darp etmediklerini belirtmişlerdi. Müvekkilimiz ise gardiyanlar tarafından öldüresiye darp edildiğini iddia etmişti. Ancak soruşturma makamı tarafından müvekkilin iddialarına itibar edilmeyerek infaz koruma memurlarının iddialarına itibar edilerek objektif bir değerlendirme yapılmadan, maddi gerçek ortaya çıkarılmadan soruşturma dahi yapılmadan soruşturmaya yer olmadığına karar verildi” ifadelerini kullandı.

‘Dışarının içeriye göz kulak olması gerekiyor’

Eda, tutsakların yaşadığı hak ihlallerinin gerçek anlamda araştırılmadığını, üzerinin örtmeye çalışıldığını dile getirdi. Yerine kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski Eşbaşkanı Gültan Kışanak’ın cezaevinden ilettiği “Dışarının içeriye göz kulak olması gerekiyor” sözünü hatırlatan Eda, “Müvekkilimiz ile yaptığım bir görüşmede, yaşamış oldukları hak ihlallerine karşı sadece bedenleri ile tepki ile dışarıya ses verebildiklerini aktardılar. Tüm bu nedenle mahpusların ulusal ve uluslararası mevzuatlar kapsamındaki haklı taleplerini yerine getirmek üzere ilgili tüm kurumları sorumluluklarını yerine getirmeye ve açlık grevine karşı kamuoyunu daha duyarlı olmaya davet ediyoruz” dedi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu