Güncel

İHD ve TİHV: “İşkence sokağa indi”

H.Merkezi: İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Türkiye’de OHAL ile birlikte artan hak ihlallerine ilişkin, İHD Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.

İnsan hakları örgütleri adına ortak açıklama yapan İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Anayasa’nın 15/2. fıkrası, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 15. maddesi, Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 4. maddesinin ihlal edildiğinin altını çizerek, kuralsız yeni bir otoriter yönetim anlayışının hakim kılınmaya çalışıldığını söyledi.

İnsan hakları abluka altında

Türkiye’de insan haklarının abluka altına alındığını kaydeden Türkdoğan şöyle konuştu:

Gazetelerin, televizyonların kapatılması, muhalif gazetecilerin, milletvekili ve belediye başkanları dahil seçilmişlerin ve siyasetçilerin tutuklanması, yerel yönetimlere el konması, binlerce akademisyenin, yüz bini aşkın kamu çalışanı emekçinin işinden ekmeğinden olması, kurumların ve hukukun ilgası, yargının tümüyle iktidarın kontrol aracına dönüşmesi, seçim tarafsızlığının ve güvenliğinin yok edilmesi, yaşanan hukuksuzluklara karşı başta Anayasa Mahkemesi olmak üzere her türlü itiraz mercii ve mekanizmasının işlevsiz hale getirilmesi, başta hukuk örgütleri olmak üzere sivil toplum örgütlerinin kapatılıp örgütlenme özgürlüğünün yok edilmesi vb. ihlaller ile yaşanan bu ağır tablo, Ankara’nın Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı’nın demir çitlerle çevrilerek ablukaya alınmasında ifadesini bulmaktadır.

“Hak arayanlara pervasızca saldırıyorlar”

Türkdoğan, siyasal iktidarın topluma ve hak arayanlara yönelik pervasızca yöntemlerle saldırdığını, işlerine geri dönmek için eylem yapan Nuriye Gülmen ile Semih Özakça’nın onlarca kez gözaltına alınıp, kolluk güçlerinin şiddetine maruz kaldığının altını çizdi.

Türkdoğan, “Nuriye ile Semih direnişlerinin 196, açlık grevlerinin 76. gününde tutuklandılar. Yine işine dönmek için 209 gündür direnen Veli Saçılık, geçtiğimiz hafta içinde kolluk güçlerinin ağır şiddetine maruz kalmış ve yakın mesafeden hedef gözetilerek sıkılan onlarca plastik merminin hedefi olmuştur. Aynı uygulamaya, Veli gibi direnen Acun Karadağ ve Esra Özakça da maruz kalmıştır. Siyasal iktidarın topluma ve hak arayan yurttaşlara yönelik bu pervasız şiddet ve Veli Saçılık örneğinde açıkça gördüğümüz yeni ve kompleks işkence yöntemlerinin yaygınlaşması kabul edilemez” diye belirtti.

“Yapılanlar işkencedir”

Türkdoğan, BM İşkenceye Karşı Komitesi’nin (UNCAT), kendilerine ulaşan çok sayıda güvenilir raporlar nedeniyle Türkiye karşı kaygı duyduğunu ifade ederek sözlerini şöyle noktaladı:

Türkiye’ye, İşkenceye Karşı Sözleşmenin 2. maddesinin 2. paragrafında yer alan, ‘Hiçbir istisnai durum, ne savaş hali ne de bir savaş tehdidi, dahili siyasi istikrarsızlık veya herhangi başka bir olağanüstü hal, işkencenin uygulanması için gerekçe gösterilemez’ şeklindeki mutlak işkence yasağını hatırlatmıştır. Komitenin bu uyarısı bugün içinden geçtiğimiz olağanüstü koşullarda çok daha fazla anlam kazanmaktadır. Veli Saçılık ve onunla birlikte direnişte olan Acun Karadağ, Esra Özakça ve Semih’in annesi Sultan anneye yapılanlar işkence yasağına tamamen aykırı uygulamalardır ve bunlar işkencedir.

Kaynak: ETHA

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu