GüncelMakaleler

ÇEVİRİ | Özel Askeri Şirketler, Afrika’da Genişlemeye Devam Ediyor

"Güvenliğin metalaştırılmasının tehlikeleri ortadadır. Yabancı şirketler ve güçlü yerel aktörler güvenliği karşılayabilirken, ülkelerdeki veya bölgelerdeki istikrarsızlığın temel sorunları ele alınmamaktadır"

Açıklama: Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgal saldırısı, Rus Özel Askeri Güvenlik Şirketi (ÖAŞ) Wagner’in bu savaşta daha fazla görünür olması, Nijer’deki askeri darbe vb. vb. gelişmeler başta emperyalistler olmak üzere devletlerin doğrudan yapamadığı, nizami olmayan, her türlü suçu işlemeye hazır (ve işleyen), “özel”liği de tartışmalı olan, ülkemizde de SADAT ile gündeme gelen güvenlik şirketlerinin üzerine objektifleri çekti. ÖAŞ’ler Rusya-Wagner üzerinden dünya gündemine daha fazla gelmiş olsa da, başta ABD emperyalistleri olmak üzere yaygın bir şekilde kullanılmakta. Avustralyalı-Amerikalı bir gazeteci John P. Ruehl’in Afrika ülkelerindeki ÖGŞ “işgali”ne, bu şirketlerin yapısına, sermayenin koruyucusuyken nasıl bir sermaye devine evrildiğine vb. dair makalesini yayımlıyoruz. Not: Bu yazı, 22 Ağustos’ta, Prigojin öldürülmeden önce yazılmıştır.

Nijer’deki 26 Temmuz darbesinin ardından dünyanın dikkati bir kez daha özel askeri ve güvenlik şirketlerinin (PMSC) Afrika’daki genişlemesine çevrildi. Nispeten Batı yanlısı hükümetin görevden alınmasının ardından Nijer’in yeni askeri yöneticileri Rus özel askeri güvenlik şirketi Wagner’den Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu’nun (ECOWAS) olası bir askeri müdahalesine karşı savunmaya yardımcı olmasını isterken, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, özel askeri güvenlik şirketlerinin istikrarsızlıktan faydalanmaya çalıştığı uyarısında bulundu.

Sömürgecilik sonrası on yıllarca süren kargaşanın damgasını vurduğu bir kıtada, ÖAŞ’ler, paralı askerler olarak oynadıkları tarihsel rolden şirket güdümlü güçlü kuvvetlere dönüşerek istikrarlı bir şekilde nüfuz kazandılar. Sahel bölgesi (Batı Afrika’dan Kızıldeniz’e kadar uzanan, Moritanya, Senegal, Mali, Nijer, Çad, Sudan, Burkino Faso ile Nijerya’yı içine alan 3 milyon kilometrekarelik bölge -ÇN) istikrarsızlık ve çatışmalarla boğuşmaya devam ettikçe, hem yerli hem de yabancı ÖAŞ’lerin güçlenmesi Afrika’nın güvenliğini derin ve öngörülemez biçimlerde yeniden şekillendirmeye devam edecektir.

Afrika’nın ÖAŞ’lerle olan deneyimi İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki dekolonizasyon dönemine kadar uzanmaktadır. Paralı askerler yüzyıllar boyunca çatışmalarda sürekli olarak bir kenara itilmiş olsa da, ayak takımı korsan grupları sömürgeci güçlerin karanlık suç ortakları olarak ortaya çıkmış, isyanların bastırılmasına yardımcı olmuş ve bir ölçüde belirsizlik yaratarak kargaşayı körüklemiştir. Britanyalı “Mad Mike” Hoare ve Fransız Bob Denard, Afrika devletlerinin egemenliğini zayıflatan askeri operasyonlara aktif katılımlarıyla bu dönemi örneklendirdiler.

Soğuk Savaş’ın sona ermesi, ÖAŞ’ler için yeni bir sayfa açtı. Milyonlarca terhis olmuş askerin iş araması ve 1990’ların başında artan iç çatışmalarla birlikte bu kuruluşlar daha kurumsal formlara evrildi. Eeben Barlow tarafından 1989 yılında kurulan Güney Afrikalı PMSC Executive Outcomes (EO), Angola’daki enerji altyapısını korumak ve Sierra Leone’deki iç savaşla mücadele etmek için sözleşmeler kabul ederek ün kazandı.

Güney Afrika’nın apartheid sonrası hükümetinin baskısı 1998 yılında EO’nun dağılmasına yol açtı. Ancak EO’nun destekçisi Anthony Buckingham ve Kanadalı iş insanı Rakesh Saxena tarafından finanse edilen Sandline International da dahil olmak üzere Sierra Leone’deki maden haklarının kontrolünü ele geçirmeye yardımcı olan başka ÖAŞ’ler ortaya çıktı. Washington’un Afganistan ve Irak savaşları sırasında ÖAŞ’lere büyük ölçüde bel bağlamaya başlamasının ardından bu şirketlerin kullanımına ilişkin tabu da yıkılmış oldu.

Yasal bir gri bölgede varlıklarını sürdüren ÖAŞ’ler, stratejik kabiliyetlerini tüm dünyada, Afrika’da olduğundan daha fazla kullandılar. Kırılgan hükümet kurumları, güçlü suç ve militan grupları, uluslararası güç mücadeleleri ve Afrika’nın doğal kaynakları üzerindeki rekabet, büyüyen bir ÖAŞ ağını destekleyen bir ortamı besledi. Kıta genelinde bu kuruluşlar enerji tesislerini, hükümet binalarını ve özel altyapıyı güvence altına almak, yerel aktörleri ve yabancı personeli korumak, hükümetlere ve kurumsal müşterilere polis ve askeri eğitim, istihbarat ve aktif ateş desteği sağlamak için kullanılıyor.

Rusya, devasa ÖAŞ Wagner gibi kuruluşlar aracılığıyla Afrika’nın güvenlik ortamında nüfuz sahibi olmak için alışılmadık ve etkili bir yol buldu. Sahel bölgesinde, Rus ÖAŞ’leri, ayrılan Fransız askeri güçlerinin bıraktığı boşluğu doldurdu ve son yıllarda yerel Fransız karşıtı hassasiyetten yararlandı.

Değişen müttefiklikler arasında Wagner, Rusya’nın dolaylı güç projeksiyonunun Kremlin’in konvansiyonel askeri güçler konuşlandırmadan önemli bir etkiye sahip olmasına nasıl izin verdiğinin önemini vurguluyor. Wagner’in faaliyetlerinin Mali, Sudan, Zimbabve, Angola, Madagaskar, Gine, Gine-Bissau, Mozambik, Burkina Faso, Çad, Orta Afrika Cumhuriyeti (OAC) ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ni (DRC) kapsadığı düşünülüyor. RSB Group, Moran Security Group ve Patriot gibi diğer Rus ÖAŞ’leri de Afrika’da faaliyet göstermektedir.

Rusya’nın Afrika’daki ÖAŞ ağının merkezinde Wagner’in finansörü Yevgeny Prigojin bulunuyor. Rus iş adamı Nijer’deki darbenin başarısını kutladı ve Rus hükümeti destek vermeyi reddetse de Wagner’in durumu idare edebileceğini ilan etti. Prigojin’in Rus ordusuyla uzun süredir devam eden ve Haziran ayında Moskova’ya doğru ayaklanmacı yürüyüşüyle doruğa çıkan kavgalarına rağmen, Prigojin kısa süre önce St Petersburg’daki Rusya-Afrika zirvesi sırasında Afrikalı yetkililerle görüşürken görüldü(…)

Rusya’nın ötesinde, çok sayıda Batılı ÖAŞ, Afrika’nın güvenliğine yerleşmiş durumda. Rusya’nın ÖAŞ’lerinin aksine, çoğu çatışmanın ön cephelerinde faaliyet göstermiyor ve resmi askeri konuşlandırmalarla koordinasyon içinde olsalar da öncelikle güvenlik ve eğitim rollerinde faaliyet gösteriyorlar. Fransız ÖAŞ Secopex, 2011 yılında kurucusunun Libya’daki devrim sırasında öldürülmesiyle manşetlere çıktı ve ÖAŞ’nin rolünün ne olduğu hala belirsizliğini koruyor.

Secopex ayrıca Orta Afrika Cumhuriyeti ve Somali’de de görev alırken Corpguard (yine Secopex’in kurucu ortağı David Hornus tarafından kurulmuştur) Fildişi Sahili ordusunun eğitiminde görev almıştır.

Agemira gibi diğer Fransız ÖAŞ’leri Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde aktiftir. Fransız sermayeli olmasına rağmen Agemira, ülkedeki düzenleme ve şeffaflık eksikliğinden faydalanmak için Bulgaristan’da kayıtlıdır. İngiltere’nin Aegis Savunma Hizmetleri’nin 18 Afrika ülkesinde çalıştığına inanılırken, G4S, Erinys ve Olive Group da Afrika’da aktiftir.

MPRI, CACI International ve Academi (daha önce kötü şöhretli Blackwater) en önemlileri arasında olmak üzere ABD ÖAŞ’leri 2000’li yıllardan beri kıtada faaliyet göstermektedir. DynCorp gibi diğerleri Liberya, Sudan ve Somali’ye eğitim ve lojistik destek sağlarken, Triple Canopy Nijer’de aktif olmuştur. AdvanFort Co da Doğu ve Batı Afrika’da korsanlık karşıtı deniz koruması sağlamaktadır. Alman Xeless ve Asgaard da Afrika’da aktiftir ve ikincisinin Sudan, Libya, Moritanya ve Mısır’da operasyonları bulunmaktadır.

ÖAŞ’ler giderek aynı çatışma bölgelerinde faaliyet göstermeye başlamışlardır. Yirmi yılı aşkın bir süredir işlevsel bir devletten yoksun olan Somali, ÖAŞ’lerin genişlemesi için verimli bir zemin sağladı. ABD, Birleşik Krallık, Çin, BAE ve hatta Norveç’ten gelen ÖAŞ’ler Somali’nin resmi hükümet güçlerini eğitmesine, korsanlık ve terörizme karşı deniz koruması sağlamasına ve istikrarı temin etmesine yardımcı oldu. Libya’da ise Rusya, Fransa, İngiltere, ABD, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve daha birçok ülkeden gelen ya da bu ülkeler tarafından desteklenen ÖAŞ’ler 2011’den bu yana kaostan faydalanmak ve kendi çıkarlarını ilerletmek için ülkeye gönderildi.

Özel Askeri Şirketlerin Müslüman Alternatifi: SADAT

Libya’da aktif olan Türkiye’nin SADAT grubu, kendisini İslami çoğunluğa sahip ülkeler için Müslüman bir alternatif ÖAŞ olarak sunarken Afrikalı birlikleri eğitmek için de anlaşmalar imzaladı. BAE merkezli Black Shield Güvenlik Şirketi 2020 yılında Sudan vatandaşlarına güvenlik müteahhitliği işi vaat etmekle ancak bunun yerine onları Libya’daki çatışma bölgelerine göndermekle suçlandı. Diğer BAE ÖAŞ’leri Somali de dahil olmak üzere Doğu Afrika’da faaliyet gösterirken, Çin Afrika’daki Kuşak ve Yol projelerini güvence altına almak için çok sayıda ÖAŞ kurdu. İsrailli ÖAŞ’lerin de kendi Afrika operasyonları var.

Nijerya hükümeti 2014 yılında Boko Haram isyanını bastırmak için ÖAŞ’leri işe almaya başladı. Bunlardan biri olan Uzman Görev, Eğitim, Ekipman ve Koruma (STTEP) de EO’dan Barlow tarafından kuruldu ve kendisine ek sözleşmeler verilmesine yardımcı olan önemli başarılar elde etti. Diğer modern Güney Afrikalı ÖAŞ’ler arasında Mozambik tarafından El-Şebab militanlarıyla mücadele için kiralanan ancak 2020 yılında BM tarafından sivilleri ayrım gözetmeksizin öldürmekle suçlanan Osprey, Blackhawk ve Dyck Advisory Group yer alıyor.

ÖAŞ’lerin Afrika’daki kullanımı muhtemelen genişleyecektir. Bunlar genellikle Afrika hükümetlerine, etkisiz devlet güçlerine güvenmek yerine krizleri yönetmek için hızlı, nispeten ucuz ve özel bir yol sunuyor. ÖAŞ’ler aynı zamanda uluslararası şirketlerin başka bir tüzel kişilikle çalışarak resmi askeri konuşlandırmaların tantanasına gerek kalmadan kendilerini korumalarını sağlıyor.

Bununla birlikte bu durum, Afrika ülkelerinin bağımsızlıklarını kazanmalarından bu yana sürekli olarak ihlal edildiği bir kıtada yinelenen bir sorun olan egemenlikle ilgili sorunları gündeme getirmektedir. Afrika ülkelerinin polis ve askeri kurumlarının şiddet kullanma tekeli, suçlular, militanlar, yabancı ülkeler ve giderek artan bir şekilde ÖAŞ’ler tarafından sürekli olarak aşındırılmaktadır.

“Güvenliğin” metalaştırılması ve tehlikeleri

Güvenliğin metalaştırılmasının tehlikeleri ortadadır. Yabancı şirketler ve güçlü yerel aktörler güvenliği karşılayabilirken, ülkelerdeki veya bölgelerdeki istikrarsızlığın temel sorunları ele alınmamaktadır. Dahası, istikrarsızlık genellikle dış güçler tarafından kendi çıkarları için kullanılmaktadır. Birçok Afrikalı da dünyanın diğer bölgelerinden işe alınanlardan daha ucuz olduğu için kıta dışındaki ÖAŞ’ler için çalışmaya başlıyor.

Dahası, ÖAŞ’ler ve onları istihdam eden hükümetler ve şirketler, daha güçlü düzenlemeler konusunda büyük ölçüde taahhütsüz kalmaktadır. Montrö Belgesi, ÖAŞ’ler için daha fazla kural getirmeyi amaçlamış, ancak sınırlı kapsamı ve bağlayıcılığının olmaması nedeniyle eleştirilmiştir. BM Güvenlik Konseyi’nin beş üyesi de dahil olmak üzere diğer ülkeler, Paralı Askerlerin İşe Alınması, Kullanılması, Finanse Edilmesi ve Eğitilmesine Karşı BM Uluslararası Sözleşmesi’ni onaylamayı reddediyorlar.

Afrika’da ÖAŞ’lere yönelik eleştiriler giderek artıyor. Şubat 2023’te Afrika Birliği’nin (AU) siyasi işler, barış ve güvenlikten sorumlu komiseri Bankole Adeoye, “paralı askerlerin Afrika kıtasından tamamen çıkarılması” çağrısında bulundu. Ancak ABD’li ÖAŞ Bancroft Global, Blackwater’ın kurucusu Erik Prince tarafından eğitilen Somali güçlerinin ülkede faaliyet göstermeye devam etme riskini değerlendirmek üzere AU tarafından çoktan kiralanmıştı.

 Çok uluslu şirketlere dönüşen ordular…

Bu kuruluşlar küreselleşmeyi simgelemektedir. Bunlardan Aegis Defence Services 2015 yılında Kanadalı GardaWorld tarafından, DynCorp ise 2020 yılında Amentum tarafından satın alındı. Academi ve Triple Canopy 2014 yılında birleşerek Constellis Group’u oluştururken, Triple Canopy Peru merkezli ÖAŞ Defion International’a dış kaynak kullandı. Erik Prince, Hong Kong merkezli Frontier Services Group aracılığıyla Çin’in Afrika’da ve başka yerlerde kullanmak üzere kendi ÖAŞ’lerini eğitmesine yardımcı oldu. Bu arada G4S 2021 yılında Allied Universal tarafından satın alındı ve şu anda Kuzey Amerika’nın en büyük üçüncü özel işvereni konumunda. Allied Universal’ın sahibi kurumsal yatırımcı Caisse de dépôt et placement du Québec ve özel sermaye şirketi Warburg Pincus.

Birçok ÖAŞ siviller ve hükümet yetkilileri için meşru ve ihtiyaç duyulan güvenliği sağlıyor. Ancak kıtadaki bu kadar çok sayıda ÖAŞ’nin geniş kapsamlı motivasyonları, araçları ve yöntemleri göz önünde bulundurulduğunda -ve giderek artan bir şekilde aynı alanlarda- Afrika hükümetleri, liderleri ve halklarının hızla gelişen bu küresel ÖAŞ ağının kendi arka bahçelerinde genişlemeye devam etmesine izin verme konusunda ne kadar rahat olduklarını düşünmeleri kritik önem taşımaktadır.

https://countercurrents.org/2023/08/private-military-companies-continue-to-expand-in-africa/

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu