EmekGüncel

SÖYLEŞİ | ETF İşçisi Kadınlar; “Bu Direniş Hepimizin Zaferi Olacak!”

İşçilerin birliği başarıya ulaştırır, başarıya ulaştırmıştır da. Biz de başarıya ulaşacağız, direne direne kazanacağız!

Tuzla ETF Tekstil patronunun ekonomik kriz gerekçesiyle fabrikaya kilit vurmasının ardından işten atılan işçilerin direnişi kararlılıkla sürüyor. Deri Tekstil Sendikası’na üye işçilerin fabrika önündeki direnişi, mağazalara ve patron Sanem Dikmen’in evinin önüne yayılarak devam ediyor.

Direnişin 44. gününde, kadın işçilerle bir röportaj gerçekleştirdik. 44 gündür kararlılıkla mücadele eden kadın işçiler, direnişe giden süreci, taleplerini ve kamuoyundan nasıl bir dayanışma beklediklerini gazetemize anlattılar.

– Kaç yıldır burada çalışıyorsunuz? Sizi direnişe götüren süreci anlatır mısınız?

Sema Lermi: Altı yıldır ETF’de çalışıyorum. Çok severek çalıştığım bir işyeriydi. Arkadaş ortamımız çok güzeldi. Güzel çalışıyorduk aslında ama patronun tekstilin zirve yaptığı bir zamanda “maddi durumum dolayısıyla kapıya kilit vuracağım” demesiyle yıkıldık.

Ama haklarımızı alabileceğimizi düşündük, patrona sorduğumuzda hiçbir hak kaybına uğramayacağımızı söyledi. 24 saat sonrasında bu kararı değişti, arabulucu nezdinde bize alacaklarımızın 1/3’ünü vermeyi teklif etti. Tabi bu da kabul edilebilir bir rakam değil. Bizim çoğunluğumuz, % 80’imiz kadın. Patronumuz da bir kadın. Ve her platformda kadınlara öncülük ettiğini söyleyen, bunun üzerinden kendi propagandasını yapan bir insan.

Ama kadın ve erkek işçilere yaptığı zulüm ortada. Biz burada bir zulüm görüyoruz. Yasaların bize verdiği hakkımızı istiyoruz. Ne 1 lira fazlası ne de 1 lira eksiğini, neyse onu istiyoruz. Bu bizim çoluğumuzun çocuğumuz hakkı, biz çocuklarımızı bırakıp geldik, burada çalıştık.

Kira veren, çocuk okutan, bir sürü sıkıntısı olan kadınlar burada çalışıyordu, bunların hepsi hem işsiz kaldılar aynı anda. Son maaşlarımızı en son Kurban Bayramı öncesinde aldık. Ondan sonra bize 1 lira bile vermedi, biz bu süreci kabul edelim, imzalayalım diye. Çoğu arkadaşım mecbur kalarak imzayı attı.

İmza atmalarına rağmen 16 aya yaydı ödemeler. Dört ay öteleyerek bir ödeme ve 12 ay taksit yaptılar. Yani Temmuz maaşını bile 16’ya bölen bir patron var karşımızda. Biz buna karşı direniyoruz ve direnmeye devam edeceğiz.

– Kamuoyuna nasıl bir çağrı yapmak istersiniz?

– Direnişi bırakmayı asla düşünmüyoruz, sonuna kadar gideceğiz. Hakkımız neyse alacağız. Bu sadece ETF işçisinin problemi değil, bu bütün tekstil işçilerinin, diğer kadın işçilerinin ortak problemi. Bu direnişi kazanırsak, hepimizin zaferi olacak. Bütün işçi sınıfı ve kadınların zaferi olacak.

Herkesi dayanışmaya bekliyoruz.

Biz psikolojik olarak bu sürece hazırız ama maddi olarak sıkıntı yaşıyoruz. Bu maddi sıkıntı içinde sağ olsun sınıf dostlarımız yanımızdalar. Ve desteklerini bekliyoruz. Bu direnişin büyümesi ve zaferle bitmesi için dayanışma bekliyoruz.

 

“Markalar da duyarlı olmalı!”

– Bugün direnişin 44. günü. 44 gündür neler yaşıyorsun ve hangi taleplerle direniyorsun?

Songül Baş: EFT Tekstil’de 6 ay 7 gündür çalışıyordum. Benim burada kıdem tazminatım var, ihbar tazminatım var. 34 günlük iznim, 3.500 ikramiyem ve 1 maaşım kalmış içerde. Bunun için ne yapmak gerekiyor, mutlaka direnmek gerekiyor. Zaten ölmüşsün demektir, direnmeyip de ne yapacağım? İçerdeki haklarımı almak için de olsa, bu mücadeleyi sürdürmek için de olsa direneceğiz.

Bu işverene yenik düşmediğimizi göstermek için de olsa, teslim olmamak gerekiyor. Bugün de teklifler geldi bize. Ama bu teklifler ne hakkımı ne de emeğimi karşılayacak bir şeydir.

Dün kabul etmedik, bugün de kabul etmedim. Devletin resmi arabulucusunu da reddettim. Mahkeme sürecimiz başlayacak bundan sonra. Çadırda da devam etmeyi düşünüyoruz. Gidebildiğimiz yere kadar direneceğiz. Diğer taraftan da hukuki olarak da devam edecek süreç.

– Mağazaları ziyaret ediyorsunuz, oralarda eylemler yapıyorsunuz, patronun evinin önüne gittiniz vb. Bu eylemlerden bahseder misiniz?

– Biz her gün yeni bir şeyler yapmaya çalışacağız. 44. gününde burada deneyim kazandık, bir şeyleri oturttuk. Olan şeyleri daha kolektif biçimde yürütmeye çalışacağız. Markalara şu sebeple gidiyoruz, biz o markalara yıllarca mal yaptık, onlar raflarına kaldırdı ve sattı.

Bunun karşılığında bizleri dikkate almalarını istiyoruz. Bizim işverenle görüşme yapabilirler, işçiye bir destek sunabilirler, ilk etapta bunu sunduk. O kadar bekledik ve hiç ses çıkmayınca biz de onların mağazalarına gittik. Şimdi oralarda kendimizi ifade etmeye çalışıyoruz, anlatmaya çalışıyoruz müşteriler duysun diye. Markaların da duyarsız kalmaması lazım.

Senin sürekli yıllarca çalıştığın markalar (Mavi Jeans, Kaft, Colombia vb.) Türkiye’nin çok büyük markaları. Bunların kazançları çok yüksek. İşçiyi görmeleri gerekiyor. İşçiye duyarlı davranmaları gerekiyor, işçi için ne yapabileceklerini düşünmeleri gerekiyor.

 “İşçinin işçiden başka dostu yok!”

– Bu 44 gün içerisinde üç defa polis saldırısına maruz kaldınız. Patron müşteriye ulaştıracağı işleri çıkarmak için sizleri kolluk gücüyle engelleyerek, işine devam etmiş oldu. Bu duruma dair neler söylemek istersiniz?

– Orada bizim emeğimiz var, biz bu mahkeme sürecine başlayınca en azından oraya haciz koyabilme, bir şerh koyabilme amacıyla direndik. Yoksa malın onun olduğunu biliyoruz ama o malda bizim emeğimiz var.

Diğer şeyleri bırakmadığı için makine ve mallar üzerinden haciz koydurmak istedik. Ama o her fırsatta ne yaptı? Kolluk kuvvetlerini arkasına alarak, direk kalkanlarıyla başladılar tırları içeri sokmaya. Üç kadına, 50-60 tane polisle geldiler.

Gece nöbetine kalarak malların dışarı çıkarılmasını engellemeye çalışıyoruz, maalesef onlar biber gazı, kalkan gücü kullanarak bizi engellediler. Bizi engelleyen polis de sermayeden yana, yasalar da sermayeden yana, valilikte sermayeden yana. İşçinin işçiden başka dostu yok!

İşçilerin birliği başarıya ulaştırır, başarıya ulaştırmıştır da. Biz de başarıya ulaşacağız, direne direne kazanacağız!

– Son olarak kamuoyuna nasıl bir çağrınız var?

– Emek dostları, sınıf dostlarından arkadaşlarımız, sivil toplum örgütlerinden arkadaşlar sürekli desteğimize geliyor. Destek olursa biz moral olarak iyi oluyoruz.

Yaklaşık olarak 3 aydır, maaş almadan tüm haklarımız içerde kalarak direnişe devam ediyoruz. Bu durumda işe de giremiyoruz. Bu koşullarda bizimle dayanışan, emeği geçen dostlara, sizlere teşekkür ediyorum.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu