GençlikGüncel

“Sindirme Politikalarına Karşı Mücadeleyi Büyüteceğiz”

Enes Kara’nın ölümünü protesto ettikleri için haklarında dava açılan öğrenciler, yargının “sopa” olarak kullanıldığını belirterek, sindirme politikaları karşısında mücadeleyi büyütmeye devam edeceklerini söyledi.

Gençlik örgütleri, cemaat yurdunda kalmak zorunda kalan ve yaşadığı baskılar sonucunda yaşamına son veren Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara için 14 Ocak 2021 tarihinde Taksim’de yaptıkları protesto eylemi nedeniyle 86 öğrenci hakkında dava açılmasına ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantı yapılan salona “Soruşturmalar, Davalar Geri Çekilsin. Parasız Ve Nitelikli Barınma Haktır” yazılı pankartı açıldı. Açıklamaya, İHD ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) avukatlarından Seher Dursun’un yanı sıra çok sayıda öğrenci katıldı.

Gençlik örgütleri açıklamayı okuyan Yaren Sarısaldık, Enes Kara’nın çektiği bir videoyla aile zoruyla gönderildiği cemaat yurtlarında yaşadığı zorluklar ve baskıları anlatarak intihar ettiğini hatırlattı.

Kara’nın milyonlarca gencin yaşadığı sorunları dile getirerek yaşamına son verdiğini vurgulayan Sarısaldık, “Enes Kara’nın intiharını soruşturmayanlar, Enes’in ardından Taksim’de gerçekleşen eyleme katılan onlarca arkadaşımıza dava ve soruşturma başlattı. Birçok arkadaşımıza üniversite yönetimleri ve KYK yurt müdürlüğü tarafından eyleme katıldığı gerekçesiyle soruşturma açıldı. Eylemde işkence ile gözaltına alınan 86 kişiye de dava açıldı” dedi.

Öğrencilerin yaşadıkları sorunlara değinen Sarısaldık, yemeklere yapılan zamlardan ve barınma sorunlarına kadar pek çok sorun yaşadıklarını vurguladı.

Bu sorunlar nedeniyle maddi durumu iyi olmayan öğrencilerin cemaat-tarikat yurtlarında kalmaya mecbur bırakıldığını belirten Sarısaldık, “Tüm bu sorunların karşısında çaresiz ve çıkışsız olmadığımızı biliyoruz. Mücadeleyi yükselttiğimiz her alanda çok yönlü soruşturma, gözaltı, tutuklama ve ceza terörü ile karşımıza dikiliyorlar” diye belirtti.

Açılan soruşturmalarla kendilerine “sopa” gösterildiğini kaydeden Sarısaldık, “Bizler başta barınma sorunumuz olmak üzere yaşadığımız tüm sorunlar karşısında çaresiz ve çıkışsız olmadığımızı biliyoruz. Haklarımız, özgürlüğümüz ve geleceğimiz için yükselttiğimiz sesimize, ses katmaya devam ediyoruz” diye konuştu.

Sarısaldık, keyfi ve hukuksuz bicimde açılan dava ve soruşturmaları kabul etmediklerini vurgulayarak “Bizleri sindirmek isteyen bu saldırılar karşısında mücadeleyi büyütmeye, direnmeye ve hesap sormaya devam edeceğiz” diyerek herkese destek çağrısında bulundu.

Enes Kara için yapılan protestoyu takip ederken gözaltına alınan Yeni Yaşam Gazetesi muhabiri Yadigar Aygün de, Yeni Demokrasi muhabiri Tuba Apaydın’la gözaltına alındığını hatırlatarak, “O gün biz gazetecilerin haber yapma hakkı ve toplumun haber alma hakkı engellendi. Polis şiddetinin ve işkencesinin o gün hem öznesi hem de tanığıyız. AKP iktidarı ve faşist gerici rejim öğrencileri tarikat yurtlarında yaşamaya mahkum ediyor. Enes Kara, bu gerici rejim yüzünden intihara sürüklendi” dedi.

 “Ne Olursa Olsun Gerçekleri Halka Ulaştırmaya Devam Edeceğiz”

Diyarbakır’da tutuklanan 16 Kürt gazeteciyi ve cezaevinde olan hak ihlallerine, baskılara karşı 5 günlük açlık grevine başlayan Safiye Alagaş, Neşe Toprak, Remziye Tosun ve Elif Üngür’ü hatırlattı.

“Geçtiğimiz günlerde haber takibi sırasında gazeteciler ölümle tehdit edildi. Bir kadın meslektaşımız polis tarafından cinsel istismara maruz bırakıldı. Gazeteci Sadık Topaloğlu ve gazeteci Sadiye Eser 6 yıl 3 ay ceza aldı. Bugün 9 gazeteci hakim karşısına çıkacak. Bizler her koşulda gerçekleri yazmaya devam edeceğiz” diyen Aygün, halkın haber alma hakkını sonuna kadar savunacaklarını vurgulayarak “Ne polis şiddetinden ne de yargının sopasından korkmuyoruz. Ne olursa olsun gerçekleri halka ulaştırmaya devam edeceğiz. Özgür basın susmayacak” dedi.

Avukat Seher Dursun ise Enes Kara için açıklama yapanlara açılan davanın ve üniversiteler tarafından başlatılan soruşturmaların hukuki bir dayanağının olmadığına dikkat çekti. Dursun, “Gösteri yürüyüş hakkı anayasal bir haktır. Barınma, parasız, nitelikli eğitim hakkımız vardır. Ama dönük baktığımızda Enes’i ve belki de birçok genci umutsuzluğa sürükleyen süreçde bunların olmadığını görüyoruz” dedi.

Bunların olmayışı bir yana devlet özellikle gençler ses çıkartmaya çalıştığında da devletin yargı sopasını salladığını ve gençleri sindirmeye çalıştığını ifade eden Dursun “Biz her zaman gençliğin yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu