GençlikGüncelMakaleler

Okullar Açılıyor, Ekonomik Kriz Büyüyor: Örgütlenelim!

Geçtiğimiz yıl gençlik örgütlerinin barınma eksenli ortaya koydukları pratik sürecin sonucu olarak egemenler “sorunu çözeceğiz” yalanını ortaya atmaktadır.

2022-2023 eğitim-öğretim yılı 12 Eylül’le birlikte başladı. İlk ve orta öğretim dersleri görülmeye başlarken üniversiteler akademik takvimlerine göre bu süreçte açıldı-açılacak. Egemenlerin her geçen gün derinleştirdiği ekonomik sorunlar çığ gibi büyürken öğrenciler açısından başlayan yeni dönem, çığın doğrudan üzerine yıkıldığı bir kesit oluşturuyor. İlk ve orta öğretim öğrencileri için okul araç ve gereçlerinin pahalılığı halkın yoksulluğuyla birleşince apaçık bir yoksulluk tablosu ortaya çıkarıyor.

Ulaşım, barınma, altyapı, beslenme ihtiyaçlarına erişemeyen halk gerçekliğinin içerisinde ekonomik sorunlar öğrenciler açısından daha somut bir görüngü halini alıyor.

Enflasyon her harcamaya en az % 100’ün üzerinde yansırken ne halkın cebine giren bu oranda artıyor ne öğrencinin cebine giren. Milyonlarca öğrenci ailesinin yaşadığı yoksulluğa ek olarak eğitim harcamalarının altında boğuluyor. Bu tabloda üniversite öğrencilerinin barınma sorunu ayrı bir başlık oluşturuyor.

Devlet geçtiğimiz ay çıkardığı genelgeyle bu meseleye dair söz söylemeyi dahi suç sayacağını iddia ederken öğrenciler açısından bu kriz büyümeye devam ediyor. Geçtiğimiz yıl devletin tüm kurumları meseleye dair çözüm iddia eden açıklamalar sıralarken binlerce öğrenci örgün öğretime devam edemeyip ailesinin yaşadığı kentlere dönerek eğitimini dondurmak zorunda kalmıştı.

Bu yıl yurt kontejyanlarıyla ihtiyaç karşılanmazken yurtlara ek ranzalar konularak yu rtların kapasitesininin üzerinde alım yapıldı. Ancak bu durum sorunu çözmekten ziyade yurtlarda barınan öğrencilerin daha sağlıksız koşullarda yaşamasına yol açıyor. R.T.Erdoğan yurt ücretlerinde adeta lutüf olarak artış yapılmayacağını açıklarken, milyonlarca öğrenci ücretleri % 300 artan evlerde ve özel yurtlarda kalmak zorunda kalıyor.

 Milyonlarca genç ölüme itiliyor!

Ekonomik krizin faturasını halka kesmek isteyen egemenler yaptıkları-yapacakları vurgunun hesabını yaparken suçu birbirlerine atmaya, halkı aldatmaya, mücadelesini baskılamaya çalışıyor.

Bir yandan faşist baskı ve sindirme politikalarını büyütürken halka yönelik saldırılarda birleştikleri burjuva partileri suçlu ilan edip halkı sömürdükleri bu sömürü sistemini aklamaya çalışıyorlar.

Geçtiğimiz hafta kendi çocukları da yurtdışında özel okullarda eğitim alan R.T.Erdoğan burjuva muhalefet liderlerini kastederek çocuklarını yurt dışında okuttuklarını “Anadolu ve Trakya’nın pırlanta gibi çocuklarını ise fakirliğe, göz göre göre ölüme ittiler. Biz bu oyunu bozduk!” diyor. Evet milyonlarca genç Cumhur ve Millet ittifakının temsilcisi olduğu egemenler tarafından ölüme itiliyor.

Kendi çocukları şatafat içerisinde yaşar, zenginliklerine zenginlik katarken halkın çocuklarının kanıyla bu sömürü düzeninin çarklarını yağlanıyor.

Egemenler sömürünün katmerlenerek arttığı, zenginliklerine zenginlik kattıkları bir dünya hayali kurarken bizler bu sömürü düzenin dişlileri arasında ezilmekten, geleceğimizin çalınmasından başka bir seçeneğe de sahibiz.

 Bütünlüklü ve ortak mücadele hattı

Bu gerçekliğin örgütsüz-parçalı bir hezeyanla değiştirilmesi mümkün değildir. Halkın, gençliğin, öğrencilerin bu koşulları değiştirmek için amansız bir mücadeleye atılması, örgütlenmesiyle tabloyu değiştirecek bir güç açığa çıkabilir.

Salt barınma gündemi ekseninde dahi sorunun görünürlüğü ifade edilip yer yer çözüme dair tartışmaların açığa çıkması ortaya koyulan mücadelenin bir sonucudur. Geçtiğimiz yıl gençlik örgütlerinin barınma eksenli ortaya koydukları pratik sürecin sonucu olarak egemenler “sorunu çözeceğiz” yalanını ortaya atmaktadır.

Ancak ortaya koyulan mücadelenin büyütülüp bu sorunu yaşayan kesimlerin örgütlenmesi sisteme karşı bir güce dönüştürülme düzeyi hala oldukça zayıftır. Bu açıdan geçtiğimiz yıl her ne kadar istenilen düzeyde örgütlenip bir odağa dönüştürülemese dahi Üniversite Dayanışmaları önemli bir mevzi durumundadır.

Egemenler halka yönelik saldırılarında topyekün bir birlik halindeyken onun saldırıları karşısında ezilenlerin birlikte mücadelesini örgütleme görevi bizler açısından ortak zeminleri geliştirip, barınma sorunun halkın yaşadığı ekonomik sorunların bir parçası olduğunu görerek topyekün bir mücadele geliştirilmelidir.

Aksi durumda egemenler tek tek bireylerin, yer yer bazı üniversitelerin (Boğaziçi) barınma sorununu çözeceğini iddia ederek öğrenci hareketini parçalamaya, kırıntıları lutüf olarak dağıtmaya devam edecek görünüyor!

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu