GüncelMakaleler

Kadınların Birliği | Dünya kadın İsyanlarıyla Yankılanıyor! Komünist Kadın Hareketi Bu İsyanın Neresinde? -2

"Meşru demokratik talepleri olan ve milyonlarca ezilen kadını harekete geçiren bir hareketi toptancı bir şekilde yok saymak komünizm mücadelesiyle bağdaştırılamaz"

Hareketin en güçsüz yanı ise, kuşkusuz devrimci ve komünist kadınların bu hareketlerin içinde hem nitel hem de nicel olarak sınırlı kalmasıdır. Bu da hareketin niteliğine doğrudan etkide bulunmaktadır.

Tüm farklılıklara rağmen milyonlarca kadını ortak sorunlar etrafında birleştirebilmek her ne kadar çok önemli olsa da, kadınların nihai kurtuluşunu hedeflemiyor olması ve bu konuda ortak bir anlayışının olmaması hareketin ivmesinin farklı süreçlerde düşmesinin hatta parçalanmasının nedeni olabilir.

Kadının kurtuluşunun “aydınlanmacı” fikriyatla ele alan ve “medeniyet”

Bu kadın isyanı, yaygınlığı ve de elde edilen somut kazanımlar açısından devrimci ve komünist kadınların tarafından hem içinde yer alarak hem de ona önderlik etme iddiasını pratikte kazanarak ele alınmalıdır. Sadece devrimci ve komünist kadınlar değil, aynı zamanda sınıf mücadelesi veren tüm örgütlenmeler kadınların bu hareketini gözlemlemeli, eleştirel bir şekilde değerlendirmeli ve bu hareketten öğreneceği noktalara yoğunlaşmalıdır.

Devrimci ve komünist kadın hareketi, önemli oranda kendi dışında gerçekleşen bu isyanı, sadece önderliklerinde feminist hareketler var diye küçümsememeli, dışında kalmamalıdır. Meşru demokratik talepleri olan ve milyonlarca ezilen kadını harekete geçiren bir hareketi toptancı bir şekilde yok saymak komünizm mücadelesiyle bağdaştırılamaz. Diğer yandan dışarıdan müdahalelerle bu hareketin önderliği kazanılamaz. Bizzat pratik sürecin içinde nicel ve nitel katılımla hareketin ezilenlerin nihai kurtuluşunun yolu gösterilebilir. Mevcut kadın hareketini radikallikten militanlığa yönlendirebilir.

Bunun bir parçası da mevcut kadın isyanına damgasını vuran feminizmle ideolojik alanda, doğru yöntemlerle mücadele etmektir. Bugün uluslararası komünist hareket içinde “proleter feminizm”, “devrimci feminizm” gibi isimlendirmelerle feminizmi kızıla boyamaya çalışan hareketler mevcuttur. Feminizmi, bir ideoloji olarak görmeyerek, kadın mücadelesi anlamında kullanan bu parti ve örgütler “devrimci”, “proleter” gibi sıfatlarla yarattıkları oksimoron durumun gözler önüne sermek gerekir. Böylesi bir ideolojik mücadele komünist kadın hareketini de güçlendirecektir.

Bunu ve daha fazlasını yapabilmek için komünist kadın hareketi, öncelikle tüm ülkelerdeki güçlerini birleştirmenin yolunu bulmalıdır. Şili’den Arjantin’e, Mısır’dan Sri Lanka’ya, Kürdistan’a, Türkiye’ye… kadar komünist ve militan bir kadın hareketinin yaratılması devrim mücadelesinin en önemli dayanaklarından biri olacaktır.

Kendisi birleşemeyen bir komünist kadın hareketi, dışındaki hareketle güçlü bir şekilde ilişkilenemez, kadın kitlelerine güven veremez. Bunu yapabilmek için dar grupçu çıkarlarımızı değil, ezilen emekçi kadınların kurtuluşunu esas alarak komünist ve devrimci kadınların birlikte-ortak mücadelesini ön plana çıkarabilmek zorundayız. Farklılıklarımızı tartışarak ancak ortak noktalarımız üzerinden yaratacağımız birliktelikler sağlam temellere oturacaktır.

Kadınların özgürlük mücadelesini, emperyalist-kapitalist sisteme, sömürüye, faşizme haksız savaşlara karşı işçi sınıfı ve ezilen halkların kurtuluş mücadelesinin ayrılmaz bir parçası haline getirmek, militan bir kadın hareketi yaratmak için devrimci ve komünist kadınların birlikte çaba harcaması ve ortak bir duruş sergilemesi şarttır.

https://ozgurgelecek45.net/kadinlarin-birligi-dunya-kadin-isyanlariyla-yankilaniyor-komunist-kadin-hareketi-bu-isyanin-neresinde-1/?swcfpc=1

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu