Güncel

Çorlu Tren Katliamı Davası’nda 5’inci duruşma başladı

Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 8 Temmuz 2018'de Uzunköprü-Halkalı seferini yapan trenin devrilmesi sonucu 25 kişinin hayatını kaybettiği Çorlu tren katliamı davasının 5'inci duruşması bugün görülüyor

Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 8 Temmuz 2018’de Uzunköprü-Halkalı seferini yapan trenin devrilmesi sonucu 25 kişinin hayatını kaybettiği Çorlu tren katliamı davasının 5. duruşması bugün görülüyor.

Çorlu tren katliamı aileleri, davanın görüleceği Halk Eğitim Merkezi’ne yürüdü.

Uzunköprü-Halkalı seferini gerçekleştiren trenin 8 Temmuz 2018 tarihinde seyir halindeyken Tekirdağ’ın Çorlu ilçesi Sarılar Mahallesi mevkiinde devrilmesi sonucu 25 kişi hayatını kaybetmiş, 328’de kişi de yaralanmıştı. Başından itibaren skandallarla dolu bir soruşturma ve adli sürecin işletildiği Çorlu tren katliamı davasının 5. duruşması bugün Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam edecek.

Bir önceki duruşmada birçok talep reddedildi

Bir önceki duruşmada mahkeme heyetine sunulan taleplerin birçoğu reddedilmişti. Heyet davayı 21 Nisan 2020 tarihine ertelerken, yeni tip koronavirüs (Covid-19) pandemisi sebebiyle adliyelerin kapatılması dolayısıyla yeni duruşma tarihi 25 Haziran 2020 olarak güncellendi.

Talimat mahkemelerince usulsüz dinlenen tanıkların hakim yokluğunda kalem memurlarınca ifadeleri alındığı ortaya çıktı. Mahkeme sanıklardan Özkan Polat, Çetin Yıldırım ve Turgut Kurt’un adli kontrol kararlarının devamına karar verdi.

Ne olmuştu?

8 Temmuz 2018 günü 25 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan ihmaller zinciriyle tren kazası gerçekleşmişti.

Katliam sonrası atanan bilirkişiler Mustafa Karaşahin ile Bekir Sıddık Binboğa Yarman’ın Ulaştırma Bakanlığı ve TCDD ile iş ilişkilerinin bulunduğu ortaya çıkmış, hazırlanan raporda ise tüm ihmallere rağmen üst düzey sorumlular yer almamıştı.

Ardından savcı Galip Özkurşun tarafından TCDD’nin 4 alt düzey çalışanı hakkında kovuşturma kararı verilmişti.

Ulaştırma Bakanlığı ve TCDD’deki üst düzey sorumlular için ‘kovuşturmaya yer yoktur’ kararı vermişti.

Bunların üzerine acılı aileler adalet nöbetine başlamış, Anayasa Mahkemesi (AYM) önündeki nöbete ise polis saldırmıştı.

3 Temmuz’da gerçekleşen duruşmanın ardından ailelere saldıran polisler hakkında değil, acılı aileler, avukatları ve basın emekçileri hakkında soruşturma açılmıştı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu