GüncelMakaleler

GÜNCEL | Direniş İradesine Çarpan TC, Kimyasala Sarıldı

"Geçtiğimiz günlerde videolarla kanıtlanan, Avaşîn, Zap ve Metîna bölgelerine yönelik saldırılarında inanılmaz bir çaresizlik içinde olan TC’nin gerilla güçlerine karşı kimyasal silah kullanması gündem oldu. Sosyal medyada hızla yayılan görüntülerin ardından TSK’nın yaptığı yalanlama açıklaması da bir işe yaramadı."

 “Uygarlığın gelişmediğini söyleyemezsiniz; her savaşta sizi yeni bir yolla öldürürler.” (Will Rogers)

Fakat bizim coğrafyamız açısından, düşmanın savaş yöntemleri pek değişmiyor. Özellikle saldırılarından bir sonuç alamadığında, yenilgiyi hazmedemediğinde tüm savaş suçlarını dünyanın gözleri önünde işleyebilecek pervasızlığa ulaşıyor. İşkence, yargısız infaz gibi birçok yöntemle devrimci ve yurtseverler olarak zaten yıllardır karşı karşıyayız. Fakat TC’nin suçları sadece bunlarla sınırlı değil; kimyasal silahlar da sıkça başvurduğu yöntemlerinden birisi!

Son dönemde Kuzey Irak’ta bulunan gerilla bölgelerine (Avaşîn, Zap, Metîna vd.) yönelik saldırılarda adını tekrar duyduğumuz, üzerine konuşanın, doğruluk ihtimalini dile getirenin, bilimsel yanından bahsedenin kendisini hapishanede bulduğu, kimyasal silah kullanımı özellikle TC’nin sınır ötesi operasyonlarıyla birlikte tekrar gündemimize girmeye başladı. Bu kimyasal silahın TC ve TSK açısından tarihine baktığımızda yeni bir şey olmadığını çok rahat görebiliriz.

Kimyasal silah denilince insanların her birinin aklında çeşitli şeyler canlanabilir ama genel yargı, kullanıldığı yerlerdeki insanların anında ölmesi gerektiği. Fakat işin gerçeği pek de öyle değildir. Tek bir tane kimyasal silah yoktur, bu silahın çeşitleri vardır ve her birinin insan üzerindeki görünür, kısa ve uzun vadeli etkileri başka başkadır. Sinir gazları, boğucu, kan zehirleyici, yakıcı, kusturucu ve göz yaşartıcı gazlar şeklinde çok türlüdür.

Örneğin tüm dünyada kolluk tarafından hunharca kullanılan ve yasal olan biber gazı da bir kimyasal silahtır, kısa ve uzun vadede direk öldürücü bir etkisi yoktur belki ama kapalı bir ortamda kullanıldığı zaman nefessizlik ve kronik hastalıkların tetiklenmesi yollarıyla insan ölümüne sebep olabilir. TC’nin son süreçte gerilla bölgelerinde kullandığı kanıtlanan sinir gazları ise sinir sistemini felç eder, geçici körlük, kusma, sağırlık, vücutta ağır yanıklar ve solunum güçlüğü gibi etkilere neden olur. Bazıları ise direk öldürür, kan zehirleyici gazlar gibi. Ve bu kimyasal silahlar tarih boyunca devletler/erki elinde bulunduranlar tarafından halka, ezilenlere veya bir başka ülkeye karşı kullanılmıştır.

Kimyasal silahların üretiminin başlamasıyla birlikte bu silahın yaygınlaşması ve kullanımı sırasında yaşanabileceklere dair “önlem alınmak istenmiş” ve 1899 yılında çok uluslu Lahey Sözleşmesi imzalanmış olsa da ilk olarak I. Emperyalist Paylaşım Savaşı sırasında faşist Hitler rejimi tarafından üretilip Yahudi halkının üzerinde kullanılmıştır. Tüm dünyaca bilinen meşhur gaz odaları, kimyasal silah kullanımının nasıl kitle katliamlarına yol açtığının ilk ve en çarpıcı örneğidir. Fakat o dönem İtilaf devletleri de Almanya gibi kimyasal silah üretimine başlamışlardır ve bunun üzerini örtmek için olsa gerek bu yıllardan sonra kimyasal silaha karşı daha kapsamlı anlaşmalar hazırlanmış ve imzalanmıştır. En sonuncusu ise TC’nin de 12 Mayıs 1997’den beri imzacı olduğu ve 29 Nisan 1997 yılında yürürlüğe giren, 192 devletin imzacı olduğu CWC’dir.

Direniş karşısında çaresiz kalmak

Çok uzağa gitmeden kısaca bir geçmişe dönecek olursak, 2000 Hapishaneler Katliamı’nda TC’nin, koğuşların içine kimyasal gazlar atma yoluyla direnişçileri etkisiz hale getirerek koğuşlara girdiğini çok iyi biliyoruz. Tutsakları yanıcı-kimyasal maddelerle kaplanmış battaniyelerle yaktıklarını da biliyoruz. Hapishaneler Katliamı’ndan bir şekilde sağ çıkan gazi ve tanıklar da bu gerçeği doğrulamaktadır. Daha sonra bu suç, 1999 yılında Şırnak Ballıkaya’da 20 gerillanın katledilmesi sırasında, bizzat TSK tarafından çekilen ve 2011 yılında Roj TV’de yayınlanan görüntülerle kanıtlanmıştır.

Son süreçte TC’nin iyice yoğunlaştırdığı savaş taktiğiyle birlikte, özellikle Irak Kürdistan’ı ve Rojava’da gerilla bölgelerine yönelik sınır ötesi operasyonlar sıklaştı. Önce Garê’de tarihi bir yenilgi alması ve orada gerilla güçlerinin savunması karşısında çaresiz kalarak kimyasal silah kullandığının teşhir olması en az kendi askerlerini katletmeleri kadar gündeme oturdu. Rojava’da şehirlerde kimyasal silah kullandığı teşhir edildi.

Son olarak geçtiğimiz günlerde videolarla kanıtlanan, Avaşîn, Zap ve Metîna bölgelerine yönelik saldırılarında inanılmaz bir çaresizlik içinde olan TC’nin gerilla güçlerine karşı kimyasal silah kullanması gündem oldu. Sosyal medyada hızla yayılan görüntülerin ardından TSK’nın yaptığı yalanlama açıklaması da bir işe yaramadı. Buradan şunu anlıyoruz ki, savaş politikaları da sökmeyen ve istediği sonucu alamayan TC, gözü dönmüş şekilde kimyasal silah kullanmaya tekrar ve çok hızlı bir şekilde başladı. Gerillanın baş eğmez direnişinin karşısında yenilgiye mahkûm olan TC bu yenilgileri sindiremeyip kimyasal silah kullanarak kendisinin de taraf olduğu anlaşmaya uymayarak uluslararası savaş suçu işlemeye devam ediyor.

Hitap ettiği kitle üzerinde eski etkisini kaybeden iktidarın, halkın büyük kısmı ve geri kesimlerindeki Kürt düşmanlığı ve şovenizmi canlandırarak ve taze tutarak savaş “zaferleri” üzerinden oluşturmak istediği algı, direniş karşısında sarsılması ve aldığı darbeler karşısında; daha pervasız bir şekilde saldırıyor ve bu saldırılarda kullandığı kimyasal silahlarla tüm dünyanın gözü önünde suç işlemeye devam ediyor.

Peki iki yüzlü emperyalist-kapitalist sistem ne yapıyor? Tüm dünyada suç olan kimyasal silahın TC tarafından yıllardır bizzat üretildiği ve çeşitli yer ve zamanlarda defalarca kullanıldığı, son süreçte sınır ötesi operasyonlarda bu oranının daha da arttığı bilinmesine karşın; kimyasal silah üretimi ve kullanımına karşı imzalanan sözleşmeler ışığında kurulan kurum ve kuruluşlar üç maymunu oynuyor, bu suça bizzat ortak oluyorlar.

Bu suçların karşısında ezilen halkların gerilla mücadelesi ise destan yazmaya devam ediyor…

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu