DünyaGüncel

(Video) Filistin İçin Alternatif Yol Konferansı Madrid’de gerçekleştirildi

Masar Badil (Filistin için Alternatif Yol) Konferansı, İspanya’nın başkenti Madrid’de 30-31 Ekim günlerinde gerçekleştirildi.

Ghassan Kanafani: “Dava savunucuları başarısız ise savunucuları değiştirmeliyiz, davayı değil.”

Masar Badil (Filistin için Alternatif Yol) Konferansı, İspanya’nın başkenti Madrid’de 30-31 Ekim günlerinde gerçekleştirildi.

Masar Badil, kendisini Filistin ulusal hareketinin ve Arap halklarının emperyalizm, Siyonizm ve gerici güç ve rejimlerine karşı mücadelenin ayrılmaz bir parçası olarak görüyor ve aynı zamanda da ırkçılığa, faşizme ve sömürgeciliğe karşı mücadele eden uluslararası mücadele hareketinin de doğal parçası olarak kabul ediyor.

Masar Badil Konferansı’nın Madrid’de gerçekleştirilmiş olmasının önemli bir yanı da, Filistinlilere “mutlak başarısızlık” olarak yansıyan, Filistinlileri temsilen FKÖ’nün liderliğinin katıldığı Oslo Anlaşması’nın 30 yıl önce bu kentteki “Barış Konferansı”yla başlatılmış olması.

1991 yılının Ekim ayının sonunda gerçekleştirilen “Madrid Barış Konferansı”, 1974’te başlayan resmi Filistin ve Arap politikalarının doğal bir sonucuydu, ancak Filistin davası yolunda tehlikeli bir dönüm noktası; Filistin mücadelesinde büyük bir düşüşün ve geri çekilmenin kilometre taşı oldu. Filistin halkı, resmi Arap delegelerinin, Arap-Siyonist mücadele tarihinde ilk kez, dünyanın gözleri önünde Siyonist devletin elçileriyle nasıl aynı masada toplanıp oturduklarını unutmadı.

Bu, bir zamanlar Hartum’un “üç hayır”ı* olarak bilinen karardan resmi ve kapsamlı kopuşun işaretiydi.

Bu Konferans aynı zamanda ABD emperyalizmi için 1. Körfez Savaşı’ndan ve Rus Sosyal Emperyalizminin dağılmasından sonra dünyaya hükmetmeye hazırlandığı belirleyici bir anda tarihsel bir dönüm noktasıydı.

1991 Ekim/Kasım başlarında ABD sponsorluğunda düzenlenen Madrid Konferansı’nın üzerinden yaklaşık otuz yıl, Oslo tasfiye sürecinin üzerinden ise neredeyse 27 yıl geçti. Bu süreçte Filistin’de ve diasporada yeni bir Filistin neslinin doğdu ve Filistin halkının sayısının iki katına çıkarak yaklaşık altı milyondan 13 milyona yükseldi.

Masar Badil Konferansı’nı düzenleyenler, bu sürecin sorumluluğunu üstlenmek üzere Filistin için alternatif bir yol arayışıyla “Nehirden Denize Filistin’in özgürleşmesini, geri dönüşlerin koşulsuz sağlanmasını ve Filistinli tutsakların serbest bırakılması”nı temel alıyor. “Bu amaca ulaşmak, bu ulusal sorumluluğu bireysel ve kolektif düzeyde üstlenmek gerektirir” diyen Masar Badil, düzenledikleri bu konferansı, aynı zamanda “net bir mücadele çerçevesi ve doğrudan ve stratejik hedeflere ulaşmak için toplu yakınlaşma ve işbirliği gerektiğinin de altını çiziyorlar:

“Filistin Kurtuluş Örgütü’nü ve tüm kurumlarını yeniden kuran, 1960’larda popüler ve silahlı bir tarihsel devrim başlatan, Filistin ulusal kimliğini restore eden, Filistin Ulusal Sözleşmesini oluşturan, Filistin ve Arap ulusal sorumluluklarını üstlenen Filistin halkı, ulusal, Arap ve uluslararası pusulayı en iyi şekilde düzeltebilir. Onlar, Madrid-Oslo suçuna katılan tüm düşman kuvvetlerinin durumunu en iyi çevirebilecek ve Filistin ulusal hareketinin anavatan ile diaspora arasındaki iki kanadına dengeyi yeniden kurabilecek, kararlılığı destekleyecek en yetenekli kişilerdir.”

Masar Badil, Filistin için Alternatif Yol’un liderlik rollerini Filistin’in yeni nesillerinin oynayacağına dair irade beyan ederken, diğer yandan düzenledikleri konferansın, aynı zamanda bireylerin ve kurumların rolünün benzer şekilde geliştirilebileceği demokratik diyalog için bir fırsat olarak gördüklerini ifade ediyorlar.

Nehirden Denize Özgür Bir Filistin için Alternatif Yol

30 Ekim’de başlayan Konferans’ın örgütleyicileri ve katılımcıları, önümüzdeki beş ila on yıl için siyasi bir programla birlikte bu programın nasıl uygulanacağına dair bir planlamayı tartıştılar ve Filistin halkını, Arap ulusunu, Filistin’in dostları ve  dünyanın her yerindeki kurtuluş hareketlerini seferberliğe, birleşik eyleme ve ortak mücadeleye davet ettiler.

Konferansta mevcut aşamada hareketin öncelikleri ve görevleri şu şekilde belirlendi:

  1. a) Filistin halkının haklarını savunmak ve halkımızın en yüksek referans olduğu ve hakları meşruiyet kaynağını oluşturduğu için ulusal davalarının temel taşı ve karar vericisi olmaları için halkımızın güçlendirilmesi mücadelesi.
  2. b) Hareket, Filistinli halk sınıflarının haklarını ve çıkarlarını savunmaya kararlıdır ve Filistinli mültecilerin ve anavatan ve diasporadaki marjinalleştirilmiş ve yoksullaştırılmış Filistin halk toplantılarının kararlılığını güçlendirmek için çalışır. Mücadele programında, onların hak ve çıkarlarına uymayı temel, günlük ve sürekli öncelikler olarak kabul eder.
  3. c) Çeşitli kadın, öğrenci, emek ve gençlik örgütlerini ve seferberliklerini içeren tek bir birleşik kurtuluş hareketi olarak Filistin ulusal hareketinin birliğini güçlendirme yolunda anavatan ve diaspora arasında ortak eylem köprüleri kurmak.

Tartışılan diğer öneriler arasında şu konular yer aldı: Halk Birliği / Ulusal Birlik, Filistin Esir Hareketi, Sömürgecilik ve Siyonizme ve yerel araçlarına karşı bir Arap cephesi inşa etmek, 1968 FKÖ tüzüğünde belirtildiği şekliyle Direniş.

Daha fazla gelişme için önerilen bir planda, konferansta özgür ve demokratik bir Filistin’in siyasi vizyonunu maddi gerçekliğe dönüştürmek için kararlar alındı. Bunlar arasında şunlar vardı:

* Öğrenci mücadelesi üzerine: Sürgün ve Diaspora’da ve Filistin içinde ilk Filistinli Öğrenci Konferansının düzenlenmesi.

2022 boyunca (Filistinli, Arap ve uluslararası öğrenci aktivizminin yanı sıra) devam edecek olan diasporadaki Filistinli öğrencilerle bir dizi yerel öğrenci toplantısına başlamak ve şu slogan altında ilk Filistinli öğrenci konferansını toplamak: “Filistinli öğrenci hareketini canlandırarak Filistinlilerin geri dönüş ve kurtuluş mücadelesini güçlendirmek için siyasi, kültürel ve bilimsel kurumlarını inşa etmek.”

Hareketin Öğrenci Komitesinin veya Öğrenci Bürosunun oluşturulması, bu planın 2022 yılı başında açıklanması ve planlanması.

* Tarım ve Filistin-Tarım Komitesi: 1948 örgütleriyle koordineli olarak işgal altındaki Filistin’de tarım, gençlik ve toplum temelli kooperatifleri destekleyerek 10 yıl boyunca devam eden, uzun vadeli bir kampanya (Filistin’in Ağaçlandırılması için Ulusal Kampanya) başlatmak.

* Ulusal ve Uluslararası Filistin Mücadele Günü: Her yıl 15 Mayıs’ı Filistin Mücadele Günü/Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü ve mağduriyet değil, aksine onların devredilemez hakları olarak kabul etmek. Hareket, Mayıs 2022’de bulunduğu her yerde bu ismi ve yürüyüşler ve merkezi etkinliklerin düzenlenmesini yeniden tesis edecek. Geri dönüş hakkı odaklı bir mücadele haftası belirlemek.

* Boykot Hareketini Geliştirmek: Boykot hareketini geliştirmek için uzun vadeli bir eylem planı geliştirmek üzere bir büro ve komite kurmak. Bu komite ilk raporunu konferanstan sonraki 3 ay içinde sunacaktır.

* Koşulsuz Destek Kampanyası/Filistin Fonu: Diasporadaki Filistin mülteci kamplarında tıbbi kliniklerin kurulmasını desteklemek. Nehirden denize Filistin’in ağaçlandırılması için ulusal kampanya için denetleme ve kaynak yaratmak. Filistin’de, özellikle Gazze Şeridi’nde balıkçıları, çiftçileri ve işçileri desteklemek. Filistinli mülteci kamplarında öğrencilerin rolünün güçlendirilmesi ve desteklenmesi ve öğrencilere burs sağlanması. Mülteci kamplarında ve sürgün ve diasporadaki Filistin topluluklarında kadınlar ve gençler için merkezleri ve kooperatifleri desteklemek ve kurmak.

* Yazarları, gazetecileri ve sanatçıları örgütlemek: Sürgündeki ve diasporadaki yazarlar, gazeteciler ve sanatçılardan oluşan Ulusal Meclis’in kurulması çağrısı. Bu girişimi denetlemek için bu amaçla özel bir komite oluşturmak.

* İşçi Sendikası Çalışma Departmanı: Hareket, Filistinli işçilere ve Filistin işçi sendikası hareketine destek sağlamak için Arap dünyasındaki ve uluslararası alandaki sendikalar ve işçi örgütleriyle iletişim kuracak bir sendika komitesi veya işçi bürosu kuracak.

* Filistin Tıp Komitesi: Komite, tıbbi kurumlara destek sağlanmasını ve hareket tarafından tıbbi kliniklerin kurulmasını denetleyecek. Öncelik, Şatat ve Gazze Şeridi’ndeki Filistin mülteci kampları için olacak.

* İnceleme, Araştırma ve Yayıncılık Merkezi: Birden çok dilde inceleme, yayıncılık ve araştırma için özel bir merkez kurulması. Filistin davası, Arap dünyası ve dünyadaki kurtuluş hareketleri ile ilgili araştırmaları yayınlamak ve özel çalıştaylar düzenlemek. Tiyatro, roman ve kısa öykü alanında Filistinli ve Arap yazarlar ve yaratıcı çalışmalar yayınlamak.

* Filistin Merkezlerinin Kurulması: Kitlesel eylem, örgütlenme ve toplumun yoksul ve marjinalleştirilmiş üyelerine sosyal hizmetlerin sağlanması için sitelerin kurulması.

 

İsrail’e boykot, Filistin’e özgürlük!

Konferansın ilk gününün akşamında İspanyol ve Filistinli sanatçıların çeşitli gösterimleriyle oluşturulan bir kültürel etkinlik gerçekleştirildi. Etkinlikte, konferansa katkıda bulunan çeşitli kişilere plaket verildi.

İkinci gün ise, ağırlıklı olarak Filistinlilerin katıldığı bir yürüyüş düzenlendi. Yürüyüşte, Arapça, İspanyolca ve İngilizce “Nehirden denize, Filistin özgür olacak”, “İsrail’e boykot”, “Filistin Arap’tır”, “Filistinli esirlere özgürlük” vb. sloganlar atıldı. Eylemde Samidoun (Filistinli Tutsaklarla Dayanışma Ağı), George Abdallah, Ahmad Saadat, Partizan, Filistin Kazanacak Kolektifi ve Filistin bayrakları vardı.

Eylemin ardından Madrid Komünist Partisi bürosunda Konferansa katılan örgüt ve kişilerin kendilerini ve faaliyetlerini tanıttıkları bir toplantı gerçekleştirildi. Filipinler’den Ulusal Demokratik Cephe, Partizan, Samidoun, çeşitli ülkelerden Almanya Filistin’le Dayanışma Komitesi, Filistinli gençlik örgütleri vb. kendilerini tanıtarak çalışmalarından bahsetti.

Partizan adına yapılan konuşmada, 2017’de Rojava’da şehit düşen Nubar Ozanyan’dan enternasyonalist devrimciliğin bir örneği olarak bahsedilerek, dayanışmanın somut olması gerektiği üzerinde duruldu. Dersim’den Ermenistan’a, Rojava’ya kadar direnen halklarla birlikte savaşan Ozanyan’ın bu anlamıyla Partizan için önemi vurgulandı ve Partizan’ın Filistin direnişiyle uzun yıllardır fiili olarak dayanışma içinde olduğu ve bundan sonra da ezilen ve direnen halkların yanında yer alacağı ifade edildi. İsrail Siyonizminin yıkılmasının, Filistin’in kurtuluşu olduğu kadar, Ortadoğu halklarının mücadelesi için de önemli olduğuna, Türk faşizminin yıkılışının tüm Ortadoğu’nun özgürlük mücadelesine katkıda bulunacağına, ezilenlerin tüm mücadelelerinin birbirini etkilediğine vb. değinildi. Nubar Ozanyan’ın hayatının kısa özetinin de bulunduğu kartpostallar Konferansa katılanlara hediye edildi.

 

* 1 Eylül 1967 tarihli Hartum Kararı, Altı Gün Savaşı’nın ardından Sudan’ın başkenti Hartum’da toplanan 1967 Arap Birliği Zirvesi’nin sonunda yayınlandı. Karar, “Üç Hayır” olarak bilinen sloganı içermesiyle ünlüdür: “İsrail’le barışa hayır, İsrail’i tanımaya hayır, İsrail’le müzakereye hayır!”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu