DünyaGüncelMakaleler

ÇEVİRİ | Kolombiya Komünist Partisi (Kızıl Fraksiyon) Kolombiya Halkının Büyük İsyanı Üzerine…

Açıklama: Aşağıdaki yazı, Kolombiya Komünist Partisi (Kızıl Fraksiyon)’un Kolombiya’da 28 Nisan’dan bu yana süren halk isyanına dair değerlendirmesidir.

Kolombiya’da 28 Nisan’daki ulusal çaptaki grevin başlangıcının üzerinden üç hafta geçti. Başlangıçta Kongreye sunulan halk karşıtı vergi reformu önergesini hedef alan ve üç haftadır kesintisiz süren protestolar, gerici Iván Duque ve partisi Demokratik Merkez1’e karşı gerçek bir halk ayaklanmasına dönüşmüştür.

Ki, Demokratik Merkez, FARC2 ve ELN3 revizyonist gerillalarına karşı eski devletin savaşının ortasında yetkisi altındaki gerici silahlı güçler tarafından gerçekleştirilen binlerce (“falsos positivos” olarak bilinen) yargısız infazın emrini verdiği için Kolombiyalı kitleler tarafından son derece nefret edilen halk düşmanı, toprak ağası ve soykırımcı Álvaro Uribe Vélez liderliğindeki bir partidir.

Bu hareketliliğin ilk 20 gününden sonraki durumu protesto günlerinde halkın kitlesel katılımını ve büyük mücadeleciliğini olduğu kadar aynı zamanda eski Kolombiya devletinin büyük burjuvazinin ve toprak ağalarının hizmetindeki kana susamış rolünü ölçmemizi sağlıyor.

Bu çatışmaların sonunda, bir polisin ölümü ve belirtilenlere göre 941’inin yaralanması, binden fazla kamu taşıma aracının ve 156 taşıma istasyonunun, en az 30 gişenin ve 87 servis istasyonunun tahrip olması, yaklaşık 80 CAI’nın (polis karakolları) maddi hasar raporu, 421’den fazla banka şubesi ve 400 ATM’nin halkın öfkesiyle saldırıya uğradı; ticari kuruluşlara (çoğunlukla büyük sermayeye ait) karşı 300 sabotaj ve kamulaştırma eylemi, ülke çapında 784 belediyede hükümeti köşeye sıkıştıran ve umutsuzca güç kullanarak yollara kurulmuş barikatları kaldırmak için baskıyı tırmandırmaya zorlayan 7 binden fazla halk seferberliği eylemi (yürüyüşler, oturma eylemleri, ablukalar, blokaj, işgal vb.) yaşandı.

Bu mücadele günlerinde halkın ödediği bedel de yüksek oldu: Polis veya silahlı siviller tarafından 50 kişi öldürüldü, 800 civarında insan yaralandı; 500’den fazla kişinin kaybolduğu ve 1.400’ünün tutuklandığı bildirildi, 37 insan gözünden yaralandı, kadına yönelik 21 cinsel şiddet vakası kaydedildi ve ülkenin bazı şehirleri askerileştirildi.

Tüm bu rakamlar, Maoizm tarafından sentezlenen büyük bir doğru ile özetlenebilir: Yüzyıllar boyu süren boyun eğdirme, sefalet ve sömürüden sonra isyan etmek meşrudur!

Bu, bugün tüm dünyanın içinde bulunduğu ve esas olarak ABD emperyalizmi tarafından ezilen bir ulus olarak Kolombiya’nın içinde bulunduğu, eşitsiz biçimde gelişen devrimci duruma ilişkin Maoist tezi yeniden doğruluyor. Lenin’in 100 yılı aşkın bir süre önce ustaca tanımladığı gibi: yukarıdakiler artık eskisi gibi yönetemiyorlar ve alttakiler artık yaşamakta oldukları gibi yaşamak istemiyorlar. Kolombiya’da olan da tam olarak budur ve bunu anlamak için iki kümeye, halk kümesine ve gerici kümeye bakmak yeterlidir.

Gerici cephede, eski devletin yönetimi altında üç yıl boyunca hüküm süren aşırı sağcı Iván Duque hükümeti döneminde gökyüzünün altında büyük bir kargaşa hüküm sürmekte. Bir süredir yaklaşmakta olan ancak 2020’de ülkeye Covid-19 pandemisinin gelmesiyle birlikte, 2020 yılı itibariyle suç rakamlarının yoksulluk içindeki 21 milyondan fazla Kolombiyalıya (% 42.5), bu yılın Mart ayı işsizlik oranının % 14.2’ye, 2021’in ilk çeyreği için kayıt dışılık oranının % 49’a ulaştığı, günde üç öğün yemek yiyemediği için 20 milyondan fazla insanın aç kalmaya zorlandığı ekonomik kriz en kaba şekliyle patladı.

Egemen sınıflar içinde, bugün iktidarda olan aşırı sağ içindeki bölünmelerde ve sağ ve “merkez” partiler gibi egemen sınıfların diğer kesimleriyle sağlam ve istikrarlı bir koalisyon oluşturamamasında açığa çıkan yoğun bir itilaf ve mücadele yaşandı. Ancak bunlar, halkın isyanını kınamak ve mümkün olan her yolla onu bastırmak söz konusu olduğunda, tereddüt etmeden birleşiyorlar.

Ve sanki bu yetmezmiş gibi, görevinin her yılında halk, Duque hükümetini, onu gayrimeşru hale getiren görkemli seferberlik günleriyle duvarın önüne koydu ve popülaritesini çok düşük seviyelere indirdi (yakın tarihli bir araştırmaya göre gençler arasında hoşnutsuzluk % 91 oranında).

Bu da onu, ülkedeki devrimi engellemek üzere halkın sömürüsünü yoğunlaştırmaya, bürokratik kapitalizmi yeniden iyileştirmeye, emperyalist çok taraflı örgütler tarafından yönlendirilen bazı halk karşıtı önlemler karşısında teslim olmaya veya planlarını değiştirmeye zorladı.

Ya oportünizm ya revizyonizm! En iyi yaptıkları şeyi yaptılar: Halkın mücadelesini dizginleyerek ve saptırarak eski ve yıpranmış Kolombiya devletine can simidi atmak, sokaklarda ifade edilen muazzam halk öfkesini, kendi küçük çıkarlarına en uygun şekilde gerici yola kanalize etmek, bu manada seçim saçmalığı yoluyla hükümet değişikliğini amaçlayarak devlet içindeki bürokratik görevleri yenilemek…

Güçlü Uribista4 karşıtı duygudan yararlanarak, bu mücadele günlerinin 2022’de yapılması planlanan bir sonraki seçim sirki çağrısı için “sorumlu bir oylama” olması gerektiği ve önümüzdeki dört yıl için bürokratik büyük toprak ağaları yönetimine yeni “alternatif bir hükümet” kurma fikrini açıkça propaganda ettiler. Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken, oportünizm, kitleler arasında pasifizm ve polisle kardeşlik gibi gerici tezlerini, soyut barış vaazını ve “ajan ve holiganların” (yani, kurulu düzenin ötesine geçen herkesin) reddini yayarak, ulusal grev sırasında çok aktif oldu.

Ayrıca, her türden oportünist ve revizyonistler, protestoların başında “sanal oturma eylemleri” çağrısı yaparak ya da son zamanlarda “her gün, günlük ve tehlikeli seferberlik” dedikleri şeye karşı haftalık barışçıl çağrılar yaparak halkı protestolardan geri çekmeye çalışmakta kilit bir rol oynadılar.

Halkın öfkesini dizginlemeyi başaramayınca, kendilerine göre hedeflerine ulaşmış olan mevcut grevde “güçleri boşa harcamamak” ve gelecek yılki seçimleri düşünerek “güçleri biriktirmenin” daha iyi bir fikir olduğunu utanmadan savundular. Diğer başkalarının yanı sıra Colombia Humana, Partido Verde, Dignidad, Polo Democrático, revizyonist PCC, UP, Comunes (eski FARC) gibi oportünist ve revizyonist örgütlerin bu hain etkisi, ezen ve ezilenler arasındaki mevcut mücadelenin antagonist karakterini gizleyip reddederek, modası geçmiş ulusal uzlaşma tezlerini ileri sürerek, halk arasında kafa karışıklığı ve korku uyandırarak kitlelerin bazı kesimleri üzerinde belirli bir etki yaratmayı başardı.

Halk kesimine gelince, onlar her zaman Başkan Mao Zedung tarafından sentezlenen mantığı uyguladılar: Savaşmak, yenilgiye uğramak, yeniden savaşmak, yeniden yenilgiye uğramak, yeniden savaşmak… Ta ki zafere ulaşıncaya kadar. Son 4 yılda Kolombiya halkının, 2018’deki ulusal üniversite grevi, 2019’un yerli “minga”sı [bir tür kolektif çalışma], 21 Kasım 2019’da başlayan tarihi ulusal mücadele günleri, 9-11 Eylül 2020 arasında polis baskısına karşı kahramanca mücadele ve bu yıl 28 Nisan’da başlayan mevcut görkemli ulusal grev gibi büyüyen halk protestolarında hayat bulan unutulmaz mücadele günleri yaşandı.

Bütün bu mücadeleler, geniş halk kitlelerinin bu eski toplumu yöneten çürümüş ve çökmekte olan ekonomik ve politik sistemden derin hoşnutsuzluklarının yanı sıra, iktidarın tadına varma özlemlerinin, değişim için güçlü arzularının, ülkede tüm fantezilerini gerçeğe dönüştürecek gerçek bir Yeni Demokratik Devrim için hala bilinçsiz ama gizli haykırışlarının kanıtıdır: Adım adım Komünist Parti önderliğinde ve işçi-köylü ittifakına dayanarak emperyalist işgalcileri kovmak, gerici toprak ağalarını süpürmek ve ülkenin sefil büyük burjuvazisini, yeni iktidarı kurarak ezmek.

Gençlerin geniş katılımıyla kitlesel, meşru, militan protestoların yapıldığı bu günlerde olduğu gibi yeni isyan dalgalarında ayaklanarak eski düzeni sarsan, finans kapitalin kurumları, devlet daireleri, büyük süpermarket zincirleri ve alışveriş merkezleri gibi büyük burjuvazinin ve toprak ağalarının sembollerine saldırarak sokaklara dökülen kitlelerin haykırdıkları şey budur.

Ancak bu mücadelelerin her birinde, istisnasız olarak, krize gerici çözüm ağır bastı ve kitlelerin bu mücadelelerdeki yanılsamaları, oportünist ve revizyonist hainlerin suç ortaklığıyla halkın mücadeleden çekilmesi, sonuçsuz müzakere masaları ve devlet tarafından verilen taahhütlerin sistematik olarak yerine getirilmemesi ile sonuçlandı.

Bu arka plana karşın, Maoistlerin ülkedeki rolü kilit önemdedir. Maoistlerin giderek artan bir kararlılık ve korkusuzlukla hareket ettikleri şehirlerde sınıf mücadelesinin çehresi hızla değişmekte, kitleler, oportünizm ve gericilik vb.lerinden kökten farklı yeni bir gücün geldiğini fark etmekte ve kimse bunun varlığına kayıtsız kalmamaktadır. Sınıf mücadelesine aktif katılımın ve onun içindeki yoğun iki çizgi mücadelesinin ortasında, yeni bir kırmızı çizgi kendini belirginleştirmektedir. Bu çizgi, ülkedeki komünistlerin stratejik ve gecikmiş görevi olan Halk Savaşını başlatarak proletarya ve halk kitleleri için iktidarı ele geçirinceye kadar sürdürmek üzere Kolombiya Komünist Partisi’ni yeniden kurma sürecinde önemli niteliksel sıçramalar yapmaktadır.

Kolombiya’daki hala küçük ama sağlam Maoist birliğin başarılı eylemi, kriz karşıtı gerici planları sabote etmeyi amaçlayan mevcut durumda, kitleleri giderek daha geniş bir şekilde harekete geçirme çağrısında; kitlelere devrimci şiddet, oportünizme karşı mücadele ve düşmana karşı mevcut mücadelenin ortasında kesin olarak çözülemeyecek uzun süreli bir mücadele ihtiyacı konusunda verdiği değerli eğitimde; kitle hareketi içindeki sağ oportünist eğilimlere (seçim, bürokratizm ve pasifizm) ve “sol” eğilimlere (maceracılık ve askeri caudilloculuk) karşı şiddetli mücadelede; coşkulu ve disiplinli bir militanlığın oluşturulmasında; etkisi altında giderek daha geniş bir kitle tabanının ve sağlam bir devrimci cephenin inşa edilmesinde; halkın en temel ihtiyaçlarını talep ederek, bu mücadeleyi Başkan Gonzalo’nun öğrettiği gibi devrimci perspektifte eğiterek iktidar mücadelesiyle bağını kurup kitlelerin giderek daha büyük kesimlerini örgütleme ve yönlendirmedeki ilerlemelerde yansıtılmaktadır.

Gerçek komünistlerin önündeki en büyük görev, halkla birlikte sokaklarda savaşarak, büyük devrimci perspektifin kitleler arasında daha güçlü bir şekilde ajitasyon ve propagandasını yaparak bu yeni halk isyanı dalgasında aktif bir rol almak; kitlelerin mücadelede kazanılan dersleri sentezlemelerine yardımcı olmak, dostlarını ve düşmanlarını ayırt etmek ve haklarını elde etmek için izlemeleri gereken yolu göstermek; onları Maoizm “avupg” [Kolombiyalı yoldaşlar tarafından Başkan Gonzalo tarafından yapılan evrensel olarak geçerli katkılar için kullanılan kısaltma –ÇN] rehberliğinde ülkenin içinden geçtiği siyasi ve sosyal krize, ekonomik sorunlara gerçek devrimci çözüm için örgütlemek; böylece, kitleler arasında yıllarca süren yoğun çalışmayla, ülkenin büyük burjuvazisi ve toprak sahipleri tarafından kullanılan eski iktidara karşı koyabilecek gücü oluşturmaktır.

Nihayetinde, Maoistlerin sorumluluğu, ülkedeki sınıf mücadelesinin bu yeni dönüm noktasının, halkın bilinç düzeyini yükseltmeye ve örgütlerini güçlendirmeye hizmet etmesini sağlamak; Halk Savaşı yoluyla, eski devleti ve onun gerici silahlı kuvvetlerini yıkacak, işçi-köylü ittifakına dayalı yeni iktidarın inşasını, onların külleri üzerine inşa edecek üç aracı (Parti, Ordu ve Cephe) inşa etme sürecinde somut adımlar atmaktır. Bunun için proletaryanın önderliğindeki köylü kitlelerinin devrimci örgütlenmesi esastır ve ülkedeki komünistler bu örgütün gelişmesi için yorulmadan çalışmalıdır.

Son olarak, Kolombiya’da ulusal grevin devam ettiğini belirtmek gerekir. Oportünizmin grevi geri çekmeye ve dağıtmaya yönelik bazı çağrılarına rağmen, yine ulusal seferberliğin son günü olan 12 Mayıs’a yoğun bir katılım sağlandı ve mücadele bayrakları vergi reformunun ötesine uzandı.

Şimdiye kadar, halk seferberliğinin bir sonucu olarak, bazı önemli talepler kazanıldı:

protestoları tetikleyen cezai vergi reformu yasasının geri çekilmesi, reform tasarısını tasarlayan ve savunan bankacı maliye bakanı Alberto Carrasquilla’nın istifası, kongreye sunulan sağlık reformu önerisinin düşmek üzere olması, hükümetin en alt tabakadan üniversite öğrencilerinden öğrenim ücreti almayacağına ve gençleri yatıştırmak amacıyla gençlere binlerce iş yaratacağına söz vermesi, protestolar sırasında halkın çocuklarını öldürmekle suçlanan bazı polis memurlarının tutuklanması ve diğer bazı kamu görevlilerinin ve üst düzey polis komutanlarının istifaları gibi… Ancak bunların hiçbiri halk isyanının alevlerini söndürmeyi başaramadı.

Kolombiya halkı, kendisine yönelik kanlı baskı dalgasının durdurulmasını ve adaletin yerine getirilmesini, devletin yasal baskı aygıtı (polis, ESMAD, ordu) ve yasadışı silahlı kanadı (kiralanmış suikastçılar ve paramiliterler) aracılığıyla doğrudan işlediği 50’den fazla cinayetin sorumlularının cezalandırılmasını talep ediyor. Kolombiya halkı, protestoların ortasında tutuklanan 1.400’den fazla siyasi tutsağın serbest bırakılmasını istiyor.

Savaşçı gösterilerin ortasında yakalanan 400 siyasi tutsak; sağlığı daha da özelleştirmeyi amaçlayan, kitlelerin temel sağlık haklarına erişim olanağı reddedilen yeni sağlık reformunun kesin olarak geri çekilmesini talep ediyorlar; en yoksul ailelerde bolca bulunan açlığı, işsizliği ve kayıt dışı çalışmayı hafifletmek için somut çözümler ve gerçek ekonomik destek talep ediyorlar; mevcut ekonomik krizin bedelinin, yüzde 70’inden fazlasının asgari ücretle (günde 8 dolar) veya daha azıyla yaşamak zorunda bırakılan Kolombiyalı ezilen kitleleri tarafından değil ülkenin zenginleri, büyük burjuvazisi ve toprak sahipleri tarafından milyarlara varan muhteşem servetlerinden ödenmesini talep ediyorlar.

Brezilya, Şili, Ekvador, Bolivya, Peru, ABD, Fransa, İspanya ve diğer ülkelerdeki isyanlardan sonra sıra, son 3 yılda üçüncü büyük ayaklanmasıyla Kolombiya’ya geldi. Dünyada devrimlerin yeni açık dönemiyle birlikte kitlelerin isyanı etkileyici boyutlara ulaşırken, emperyalizmin ve tüm gericilerin zayıflığı daha belirgin hale geldi ve stratejik olarak kağıttan kaplan olduklarını ve geçen yüzyılın başından beri en derin krizlerini yaşadıklarını gösterdi.

Dünya Proleter Devriminin, özellikle Üçüncü Dünya ülkelerinde ilerlemesi için nesnel koşullar, devrim için uzun zamandır olgunlaşmıştır ve bugün her zamankinden daha muhteşemdir. Ancak durumu kökten değiştiren ve onu diğer çağlardan ayıran ana faktör, Maoizm’in durdurulamaz ilerleyişi ve giderek daha fazla Komünist Partinin olmadığı yerlerde örgütlendiği ve Halk Savaşının başlatıldığı veya Halk Savaşı’nın halihazırda devam ettiği yerlerde geliştirildiği yeni büyük bir Dünya Proleter Devrim dalgasıdır.

Bu nedenle, dünya çapında çok sayıda Maoist Parti ve örgütün 1 Mayıs’taki ortak açıklamasında yapılan çağrıyı yineliyoruz: “Dünyanın her yerinde kitleler devrim için haykırıyor. Dünyada onları durdurabilecek hiçbir gücün kalmaması için onları tüm dönüştürücü kapasitelerini ifade etmeye yönlendirmek ve örgütlemek komünistlere kalmıştır.

Yaşasın Kolombiya halkının büyük ayaklanması!

Kahraman Kolombiyalı kitlelere şeref ve şan olsun!

Yaşasın Maoizm! Kahrolsun revizyonizm!

Yoldaşlar, İleri! Komünist Partilerin yeniden kurulması, dünyada yeni Halk Savaşlarının başlatılması, halihazırda sürmekte olan Halk Savaşlarının ilerletilmesi ve krizden çıkmanın tek yolu olarak Dünya Proleter Devrimi için!

 

Kolombiya Komünist Partisi (Kızıl Fraksiyon)

20 Mayıs 2021

1 İktidarda bulunan aşırı sağ parti ülkedeki toprak sahiplerinin ve büyük burjuvazinin çıkarlarının başlıca temsilcilerinden biri konumunda.

2 Barış anlaşmalarından sonra, çürümüş bir seçim partisi ve bazı muhalifler, eskisi gibi aynı hatalı çizgide silahlı mücadeleye devam ediyor.

3 Hala silahlı, ancak 2016’da FARC ile yapılana benzer bir barış anlaşması başlatmak için yıllardır hükümetle diyalog kurmaya çalışıyor.

4 Özellikle gençler arasında, Uribe Vélez ve neredeyse 20 yıldır iktidarda olan ve çeşitli devlet kurumları üzerinde güçlü bir kontrole sahip olan aşırı sağ partisine karşı derin bir nefret var.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu