GüncelMakaleler

SENTEZ | 100. Yılında Yaşasın Sovyet Ermenistanı! (1/2)

Bir avuç kara parçasının Ermenilerin yaşaması için çok görüldüğü Kafkaslar’da, dün Alman emperyalizmini arkasına alarak saldırgan bir politika izleyen TC faşizmi, bugün de aynı şekilde emperyalizmin jandarmalığına soyunmuştur.

Arjantinli Ermenilerin 100. yıl video konferans yolu ile dünyanın çeşitli ülkelerinden sosyalist-komünist örgütler aracılığıyla gerçekleştirdikleri görsel

29 Kasım 1920’de ilan edilen Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılındayız.

Büyük Ekim Devrimi’nin yankıları kendisini Kafkaslar’da ve Sovyet Cumhuriyetleri’nde gösterince, halklar kölelikten kurtuluşlarının ancak Sovyetler’e katılarak olacağını görmüş, SSCB’ye iştirak etmişlerdir.

Kafkaslar’da ilkin 28 Nisan 1920’de Azerbaycan’da iktidarı ele geçiren Bolşevikler, 29 Ekim 1920’de Ermenistan’da; arkasından 25 Şubat 1921’de ise Gürcistan’da devrim gerçekleştirmiş ve iktidarlar değişmiştir.

Bu süreçle birlikte Sovyet Cumhuriyetleri altınçağını yaşamış, faşist Hitler saldırganlığına karşı “vatan savunması”nda ortaklaşmış, sosyalizmin inşasında ve kazanımlarında önemli bir rol oynamışlardır.

Ne var ki; Sovyetler Birliği’nde Stalin’in ölümünden sonra iktidarı ele geçiren revizyonistler, sosyalizmden geriye dönüşün yolunu açmış ve son olarak Glasnost-Pereistorika politikaları ile sosyalist ekonomi ve sosyal düzen kendisini açıktan kapitalist düzene bırakmıştır.

70 yıl sonra Sovyetler Birliği içinde yaşayan halklar bugün kendi öz yaşantıları ile gördükleri düzeni adeta “cennetten cehenneme” geçiş olarak adlandırmaktadır. Ezilen halklar eski Sovyet Cumhuriyetlerini mumla ararken, bugün artık sosyalizme ait hiçbir değer kalmamıştır. Kapitalist sistem, halkçı ekonomiyi çökertirken, insani bütün değerleri de beraberinde yok etmiştir. Bu acı gerçek, bütün çıplaklığı ile kendisini Hayastan’da da göstermiştir.

Batı Ermenistan’da soykırım ile yok edilen 1.5 milyon Ermeni’nin durumu ortadayken, Doğu Ermenistan’da yaşam kurmaya çalışan Ermeni halkı yine İttihat ve Terakki’cilerden kurtulamamıştır. Güvenlik sorunları ile karşı karşıya kalmışlardır.

Talat-Enver-Cemal soykırımcılarının devamı Kemalistler geri kalan 2 milyon Ermeni’nin yok edilmesi, Ermeni Devleti’nin haritadan silinmesi Batum’dan Yerevan’a işgal edip Azerbaycan ile birleşerek zengin petrol yataklarının sahibi olma mücadelesi içerisinde olmuştur. Bu mücadele bitmemiştir. Aynı zihniyet bugün kendini Artsakh işgal savaşında yine göstermiştir. Tarih bir kez daha tekerrür etmiştir.

İçinden geçtiğimiz yeni bir yüzyılda, Ermeniler ve tüm insanlık adına zor ve acının hakim olduğu kara tablo, bizleri 1920’lere götürürken, Hay’lar ve Hayastan, gelecek ve güvenlik kaygısı içerisine düşmüştür.

Bir avuç kara parçasının Ermenilerin yaşaması için çok görüldüğü Kafkaslar’da, dün Alman emperyalizmini arkasına alarak saldırgan bir politika izleyen TC faşizmi, bugün de aynı şekilde emperyalizmin jandarmalığına soyunmuştur. Dün Ermenistan halkının yardımına koşan hesapsız Bolşeviklerin yerini bugün yeni Çar olan ve kendi çıkarını önceleyen Putinler almıştır.

Dostluk, yoldaşlık ve yardımlaşmanın yerini bugün geçer akçe olan “ulusal çıkar”lar almış ve Hayastan, ulusal güvenlik sorunları ile karşı karşıya bırakılmıştır.

 

Bolşevikler Kafkasya’da ve Kafkasya Devrimci Askeri Konseyi

Konstantinoviç Orjonigidze (Sergo) 50 yıllık mücadele tarihinde her zaman Lenin’in en yakın mücadele arkadaşı olmuş, 26 yaşında MK üyeliğine, 40 yaşında ise Sovyet devletinin öncü kadroları arasına yükselmiştir.

Gürcistan doğumlu olup öğrenimini tıp doktoru olarak tamamlamıştır. 1901 yılında Bolşeviklerin Tiflis örgütlenmesinin kurucuları arasında yer almıştır. Lenin’in Çarlık tarafından her tarafta arandığı ve yer altına çekildiği dönemlerde, MK ile bağlantıları sağlayan kişi olmuştur. En yakın arkadaşları Kamo, Spandaryan, J. Stalin ve Şahumyanlar ile birlikte Menşeviklere karşı mücadele eden ender kişilerden birisi olmuştur.

1918-20 yılları arasında Gürcistan’da iktidarı ele geçiren Menşevikler, Ermenistan’da EDF (Ermeni Devrimci Federasyonu) Taşnaklar, Azerbaycan’da ise Musavatçılardan oluşan burjuva iktidarları, emperyalistlerden aldıkları destek ile Bolşevik Devrimini bastırmak için işbirliği içine girmişler, Kafkaslar’da gelişen devrimci hareketin önünde engel olarak çıkmışlardır.

Lenin’in sadık ve güvenilir mücadele arkadaşı olan Sergo, Lenin’in önerisi ve isteğiyle Kafkasya bölgesinde görevlendirilir. Lenin Sergo için “Sergo, güvenilir bir askeri militandır. O sadık ve çok çalışkan bir devrimcidir. Ben şahsen kendisini on senedir tanıyorum” ifadelerini kullanır.

Sergo, bölgesel gelişmeler ile Kafkaslar’ı yerinde inceleyerek durum tespiti yapar. Menşevikler, Musavatçılar ile Taşnakların gerçek yüzlerini ortaya çıkarır. Ağır bir dille eleştirir. Halkın durumunun oldukça kötü olduğunu gördükten sonra Lenin’e rapor eder: “Kafkaslar’da durumlar iyi değil, özellikle bölge halkları, kurtuluş umudunu Bolşeviklere bağlamış” diye mesaj gönderir.

Sergo, Kafkaslar’da Ermenilerin durumunu ise şöyle tanımlar: “Ermenilerin durumu oldukça trajik, Yerevan il sınırları içerisinde iki kuşak vilayette 600.000’den fazla göçmen yığılmış durumda, bunların çoğu açlıktan ve salgın hastalıklardan kırılmak üzere. Kendi yaşadıkları topraklarda halkın yarısından çoğunu Türkler katletmiş. Karabağ, Şuşi, Zangezur ve iki ilçesi Türkler tarafından işgal edilmiş durumda, halk sonuna kadar direnmeye devam ediyor. Ermeni halkı Sovyetlerden gelecek yardımları bekliyor.”

Kafkaslar’da değişmekte olan ekonomik ve sosyal koşullar beraberinde yeni saflaşmaları yaratırken, burjuva hükümetlere karşı, komünist partilerin kurulmasının objektif şartlarını yaratmıştır. Azerbaycan, Ermenistan ile Gürcistan’da komünist partiler bu ortamda doğmuşlardır. Yine RKP(B)’nin görüşlerinin doğru bir şekilde uygulanması için “Kafkasya Askeri Konseyi” oluşturulur.

1919’da oluşturulan bu konseyin başkanı Orjonokidze (Sergo) olur. Yardımcılığına ise S. Kirov atanır. Konseyin üyeleri olarak ise Neriman Nerimanov, B. Mdiveni, Al. Stopani olarak görevlendirilir. Artık bundan sonra RKP(B) MK’sı Kafkaslar’da Parti faaliyetlerinin yoğunlaştırılması kararını hayata geçirmek için yoğunlaşır.

28 Nisan 1920’de Sovyet Rusya Kızıl Ordusu yardımıyla Azerbaycan’da Sovyet iktidarı kurulur. Artık Ermenistan’ın komşusu Sovyet iktidarı olur. Kızıl Ordu, Hayastan sınırlarına çok yaklaşır. Taşnak yönetiminden nefret eden halk, Azerbaycan halkının zaferinden son derece mutlu olur.

Emekçi halkın gözünde Komünist Parti yücelir ve büyür. Hayastan mücadele tarihinde ise 1 Mayıs 1920 dönüm noktası olur. Komünist Partisi, 1 Mayıs’a damgasını vurur. Alanı dolduran emekçiler, Sovyet Rusya’sı ile dayanışma gösterilerinde bulunurlar. Gösteriler birçok yerde silahlı halk ayaklanmalarına dönüşür. Halk, Taşnak yönetimi ile ülkeyi talan eden yabancı yönetimlere karşı isyan bayrağını çeker.

1920 yılında RKP(B) MK SB üyesi J. Stalin kendisine verilen en geniş yetkilerle Bakü’ye gelir. Stalin Bakü’ye geldiğinde, “Kafkasya Büro”sunun çalışmalarını güçlendirmek için bölgenin politik durumu hakkında Sergo’dan bilgi alır.

Azerbaycan’da kurulan Sovyet iktidarının güçlendirilmesi kararı alınır. Gürcistan ile Ermenistan’ın sovyetleştirilmesi için uygulanacak politikalar üzerinde tartışma yürütülür. Tartışmalarda yer alanlar Gürcistan temsilcisi Şeyman, Azerbaycan temsilcisi Hüseyinov, Ermenistan temsilcisi ise B.V.Legran’dır.

Türklerin saldırıları ve ilerlemeleri karşısında Aleksandropol’un (Leninagan-Gümrü) düşmesi ve yapılan ateşkes antlaşması ile alınan ağır darbeler, halk arasında umutsuzluk, karamsarlık ve moral bozukluğu yaratır. Taşnakların, Gürcü ve Azerbaycan halklarından ilişkilerini kopararak maceracı politikalarına karşılık halk arasında Sovyetler’in kendilerini Türkler ve emperyalistler tarafından parçalanmaktan kurtaracakları düşüncesi yaygınlaşır.

Taşnakların Sonu ve Sovyet Hayastanı’na Geçiş

Her geçen gün ve saatin Hayastan işçi ve köylülerinin aleyhine işlediğinin farkında olan Ermenistan Komünist Partisi (EKP), Bolşeviklere mektup yazarak Sovyet iktidarının kurulması için yardım talebinde bulunur. 11. Kızıl Ordusu’nun müdahale etmesi için çağrılar yapılır.

Bakü’den Lenin’e bir telgraf çeken Stalin “Ermenistan sorununda gecikmiş olabiliriz, dahası biz yetişene kadar Kemalistler onları imha etmiş olabilirler” diyerek durumun vahametini bildirir. RKP(B) MK’ya, Kafkasya Komitesi’nin acil olarak müdahale etmesi çağrısında bulunur. Orjonokidze ise “Dün bu sorunu EKP-MK ve yoldaş Nerimanov’la inceledik. Daha fazla beklemektense bir an evvel girişimde bulunmanın doğru olacağı görüşünde birleştik” der. Ve devamla “eğer Ermenistan’da Sovyet iktidarının bir an evvel kurulması için girişimlerde bulunulmazsa, biraz daha gecikirse onu bekleyen tehlikenin daha korkunç sonuçlar doğuracağı kesindir. Askerler, subaylar ve halk bize başvurarak ne yapmaları ve nasıl hareket etmeleri gerektiğini soruyorlar. Bizlerin böyle bekleme içerisinde olmamız, halk arasında, sanki bizler de onları terk etmiş ve kaderiyle başbaşa bırakmış etkisi yaratmaktadır” der. Artık bu saatten sonra Stalin derhal Lenin’e ulaşarak, “Ermenilerin ordusunun olmadığını, Türklerin istedikleri zaman bütün Ermenistan’ı hiç zorlanmadan kısa bir zamanda işgal edeceklerini” aktarır.

Kemalistler ise Taşnak iktidarının son bulacağını görerek Ermenistan’a girmeyi yasallaştırmak için Taşnaklar ile bir “Barış Antlaşması” imzalamayı planlar. Sovyet Rusya’nın ileride Kemalistlerden talep edeceği hiçbir yasal hakkın kalmaması için işgalin bir an önce garanti altına alınmasından yanaydılar. İktidarlarının yıkılacağının farkına varan Taşnaklar ise Kemalistlerle antlaşma yaparak bir an evvel Kemalistlerin koruması altına girmeyi düşündüler.

Sovyet Ermenistan bayrağı 1936-1940

Böylelikle K. Karabekir’in desteğiyle kurulan “Yeni Yerevan Hükümeti”nin Türklerin süngüleri ile korunacağına inandılar. Oysa ki bu anlayış celladına kafasını koparması için uzatmaktan öte bir şey değildi.

25 Kasım 1920’de EKP üyeleri Azerbaycan-Bakü’den Kazan’a gitmek üzere yola çıkarlar. Özel bir tren içerisinde ekmek, şeker, ilaç ve kumaştan oluşan yardım malzemeleri de götürmeyi ihmal etmezler. Bu 11. Kızıl Ordu’nun ve Bakü proletaryasının Hayastan emekçilerine sunmuş olduğu ilk yardım paketi olur. Devrimci kardeş halkların ilk dayanışması olur.

Devrimci Askeri Konseyi aynı zamanda Yerevan’da hükümet ile görüşmeler yapması ve zora başvurulmadan Taşnakların istifa etmeleri için Legran’ı görevlendirir. Legran Kafkasya Bürosu’nun direktifleri doğrultusunda hareket eder.

Taşnak iktidarı Legran ile görüşmektense Kemalistlerden K. Karabekir ile görüşerek anlaşmayı kararlaştırmıştı. O dönem Taşnakların yayın organı olan Haraç (İleri) dergisinde resmi düşüncelerini şu şekilde izah ederler: “Eğer Ermeni halkı yaşamak devletini ve varlığını güvence altına almak istiyorsa yönünü Ruslara değil Türklere çevirmelidir.”

 

Ve Kafkaslar’da Sovyet İktidarları

Hayastan Devrimci Konseyi, halktan gelen yoğun talep doğrultusunda, hiç kimseden izin almadan Kazan’dan gece sınırı geçerek Dilidjan’a doğru hareket eder. Bu harekete Sovyet 11. Ordusu da dahil olur.

Tüm askeri ve politik hazırlıkları tamamlayan Devrimci Konsey üyeleri, 29 Kasım günü sabahın erken saatlerinde emrindeki ordu birlikleri ile Ermenistan’a girer. Dilidjan ve İdjevan’dan iki koldan Yerevan’a girerler. Ermenistan Devrimci Askeri Konseyi Komitesi, Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ni bir deklarasyonla ilan eder. Sınırı geçişlerde, şehirlerde ilerlerken ve Yerevan’a girişte yoğun sevgi gösterileri ile karşılanırlar.

Sovyet Ermenistan Bayrağı 6 Eylül 1940- 17 Aralık 1952

Taşnak Hükümeti 2 Aralık’ta ellerinde bulundurdukları tüm bakanlıklardan istifa eder. Legran ile anlaşma imzalarlar. Devrimci Komite’ye ilk elini uzatan sosyalizmin ilk büyük devleti Sovyet Rusya olmuştur. Bir iç savaşa yer vermeden Taşnakların barışçıl yollardan teslim olmaktan başka çareleri kalmamıştır.

Uluslararası emperyalist güçlerin ve ülke içerisinde karşı-devrimcilerin böylelikle oyunları boşa çıkarılarak Sovyet İktidarı Hayastan’da ilan edilmiş, iktidar kansız bir şekilde ele geçirilmiştir.

Moskova’ya bildirilmek üzere Lenin ve Çiçerin’e çekilen telgrafta “…bir cumhuriyet daha kuruldu. Yaşasın Ermenistan Sovyetler Cumhuriyeti” diye belirtilir. Telgrafa cevap veren Lenin; Ermenistan Devrimci Komitesi’ne “Yerevan Ermeni Devrimci Askeri Komite Başkanı yoldaş Kasyan’a sizlerin şahsında, emperyalistlerin baskılarından kurtarılmış işçi Sovyetleri Ermenistanı’nı devrimci coşkuyla selamlıyorum” der.

Kafkaslar’da esen bu olumlu havayı kardeş Azerbaycan halkı ve Bakü proletaryası coşkuyla karşılar ve selamlar. Neriman Nerimanov yaptığı açıklamada “Azerbaycan işçi-köylü hükümeti, Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ni kurmak için ayaklanan kahraman köylülerin görkemli zafer haberleri ile bir kez daha coşmuş, halkların mutluluğunu aynı duyguyla paylaşmıştır. Bugünden sonra Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki tüm sınırların kaldırıldığını açıkça ilan ediyoruz. … Yaşasın Sovyetler Ermenistanı, Yaşasın Azeri proletaryası ve köylülerinin kardeşliği, Yaşasın Enternasyonalist Dayanışma!” der.

Ermenistan’ın sovyetleştirilmesi ile sonuçlanan devrimde Kafkas halklarının dayanışma ruhunun bugün aradan geçen yüz yıl sonra birbirini boğazlama durumuna geldiği korkunç noktanın öğrenilmesi açısından Azerbaycan Devrimci Konseyi’nin yayınladığı mesajın ne kadar anlamlı olduğu ortadadır.

Nitekim Azerbaycan Devrimci Konseyi adına N. Nerimanov mesajında; “Bakülüler, Azerbaycan’ın tüm zenginliklerinin, petrol ve yeraltı hammaddelerinin her iki ülkenin ortak malı olduğunu bir deklarasyonla bildirdiler. Oturum çok coşkulu ve verimli geçti. Şu anda Kızıl Ordu’nun ve proleterlerin kitlesel gösterisi var. Yarın yoldaşlardan oluşan ikinci bir kafileyi, yanlarında bol miktarda petrol, kumaş ve gıda maddeleri ile bölgeye gönderiyorum” ifadelerini kullanmaktadır.

Eğer Sovyet Rusya’sı olmamış olsaydı ne Azerbaycan ne Ermenistan ne de Gürcistan emekçileri özgürlüklerine kavuşmuş olacaklardı. Bu Kafkas halklarının 1920’lerde sovyetleşmesiyle yaşadığı gerçekliktir. İnkar edilemez.

(Devam Edecek)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu