Saat 13.30 şube binası önünde yapılan basın açıklamasında basın metnini komisyonda Meral Nergis Şahin okudu. Şahin son iki haftada yaşamını yitiren üç hasta mahpus yanında, tahliye edildikten kısa bir süre sonra yaşamını yitiren 29 yıllık mahpus Nevzat Çapkın’ın durumu bu gerçeği bir defa daha gözler önüne serdiğini belirterek şöyle konuştu:
“29 Ağustos’ta 35 yaşındaki Ergin Korcum’un ise Elazığ T tipi hapishanesinde idare tarafından aileye intihar ettiği söylenmesine karşın ailesi ise hastaneye kaldırıldığında gördükleri boğazındaki ip izleri sonucu şüpheli biçimde yaşamını yitirdiğini söylüyor”
Tedavi hakkı için açlık grevinde olan Polat’ın durumuna ilişkin ise Şahin şunları kaydetti:
“Ekim Polat Kalp Ritm Bozukluğu, Koah, Kemik Erimesi, Akromegali ve Hipofiz Hormon Dengesizliği hastası olup tedavi hakkı önündeki engellerin kaldırılması talebi ile 34 gündür açlık grevi sürdürmektedir.Gönderdiği mektuplarda Ekim Polat; Hapishanede ağır baskılara maruz bırakıldığını, sürekli kullanması gerekli ilaçların dahi düzenli olarak verilmediğini, tedavisinin engellendiğini , hastaneye sevk durumunda; ring aracı ile sevk, kelepçeli muayene ve çıplak arama dayatıldığını ve bu uygulamaları kabul etmediği için baskı ve kötü muameleye maruz bırakıldığını belirtmektedir.
Denizli T tipi hapishanesi savcısına, kendisine yapılan işkenceleri anlattığı için, hücrede gardiyanların saldırısına maruz kaldığını belirten Ekim Polat, Silivri Hapishanesindeyken Çapa Tıp Fakültesine sevk edildiğini, doktorun hastaneye yatışını yapmak istediğini, fakat jandarmanın , personel yetersizliğini bahane ederek hastanede yatışını engellediğini, hastane yerine başka hapishaneye sevk edildiğini, 2 yılı yakın bir süredir Denizli T Tipi Hapishanesinde tutulduğunu ve buraya geldiği ilk gün yanında getirdiği kalp ilacı gibi önemli ilaçlarının çöpe atıldığını, Akromegali hastalığından kaynaklı beyninde oluşan tümörün tüm organlarıma zarar verdiğini, 3 ay gibi bir süre içinde beynindeki tümörün cerrahi bir operasyon ile alınması gerektiğini, ancak halen bu operasyonun yapılmadığını, hastaneye sevk yapılsa bile tedavi ve tetkikler yapılmadan geri getirilerek tedavisinin engellenmeye devam edildiğini, bu konuda özellikle 1. Müdür’ün sorun yarattığını, hastalığı nedeniyle el ayak yüz ve iç organlarında gelişen aşırı büyümenin yaşamını tehdit eder seviyeye geldiğini, acilen yapılması gereken tetkik ve cerrahi operasyonların keyfi nedenlerle ertelenmesinin kendisini gün be gün ölüme sürüklediğini, ifade etmektedir.”
Eylemde, “Hasta mahpus serbest bırakılsın” pankartı taşınırken, sık sık “İnsan haklarıyla insandır”, “Tecrit öldürür dayanışma yaşatır”, “Tedavi haktır engellenemez” ve “Ekim Polat serbest bırakılsın” sloganları atıldı. Tutuklu yakınlarının yanı sıra çok sayıda insan hakları savunucusu da açıklamaya katıldı.
Şahin, Polat’ın tedavi hakkı ve serbest bırakılması için yetkilileri sorumluluğa, kamuoyunu duyarlılığa çağırdı. Açıklamanın ardından söz alan Polat’ın annesi Songül İlker oğlunun bir an önce ameliyat olması gerektiğini ve tedavi hakkı için açlık grevinde olduğunu belirterek kamuoyunun dayanışma içinde olmasını istedi.
